Examples of using "Strangers" in a sentence and their turkish translations:
Yabancılara güvenme.
Biz yabancı değiliz.
Biz yabancılar gibi değiliz.
Yabancılardan hediye almayın.
Yabancılarla asla konuşma.
Yabancılara güvenmiyoruz.
Yabancılara güvenmiyorum.
Yabancılara güvenme.
Tom yabancılara güvenmez.
Yabancılara asla güvenmedim.
Yabancılarla konuşma.
Yabancılara asla güvenmezdim.
- İnsanlar yabancılara sarılıyor.
- İnsanlar yabancıları kucaklıyor.
5000 yabancıyı çağırdım,
Yabancılardan gezinti kabul etmeyin.
O, yabancılardan utanır.
Mary yabancılarla konuşuyor.
Ben yabancılarla konuşamam.
Tom ve ben yabancı değiliz.
Tom yabancıların etrafında utangaç.
Mary yabancılara karşı tedbirli.
Bir köpek yabancılara havlar.
Yabancılardan içecek kabul etmeyin.
Yabancılardan hediye almayın.
Yabancılardan şeker almayın.
Yabancıların arabalarına binmeyin.
Köpeğim yabancıları sevmiyor.
Tom yabancılarla konuşmaktan hoşlanır.
Sami yabancıların içeri girmesine izin vermez.
Köpek tüm yabancılara havlar.
Yabancılardan şeker kabul etmemelisiniz.
Buralarda yabancılara güvenmiyoruz.
Tom yabancılarla konuşmayı sevmez.
Yabancılardan sakınmak zorundasınız.
Bir köpek yabancılara havlar.
O, yabancılarla konuşmaya korkuyor.
Yabancılarla konuşmaya alışkınım.
Tom sık sık yabancılarla konuşmaz.
Tom yabancılara karşı çok kibar değil.
Tom yabancılarla konuşmayı seviyor.
Yabancılarla genellikle konuşmam.
- Sami yabancılar için kapısını açtı.
- Sami kapısını yabancılara açtı.
Sami yabancılara fazla güveniyordu.
Bu benim yabancılar arasındaki ilk gecemdi.
Tom yabancılar arasında huzursuz.
Yabancılarla birlikte nadiren rahattır.
Köylü insanlar genelde yabancılardan korkar.
Mary yabancılarla online konuşmaktan hoşlanır.
Etrafta duran insanlar tamamen yabancıydı.
Tom yabancılarla konuşmaktan korkuyor.
Yabancılara dikkatle bakmak kabalıktır.
Yabancılar arasında oldukça rahat hissediyorum.
Tom yabancılarla konuşmaya alışkın.
Köy insanları geleneksel olarak yabancılardan kuşkulanırlar.
Yabancıların gözyaşları sadece sudur.
Yabancılarla konuşmayı gerçekten sevmiyorum.
Tom yabancılarla konuşmaktan hoşlanmaz.
Yabancıların arasında rahat edemez.
Girişimcilik tavsiyeleri verilen bir toplantıda
Geceler her daim bize yabancı olmuştur.
Yabancılardan yemek dilenmek nafile. İstediği kadar denesin.
İnsanlara güven, ama yabancılardan şeker alma.
Yabancıların iyiliği için minnettarım.
Tom köpeğini yabancılara havlamaya koşullandırdı.
Yabancılardan şeker almamak daha iyidir.
Tom yabancılara havlaması için köpeğini eğitti.
Ormanda, iki yabancı ile karşılaştı.
Bu köpek yabancılara havlamak için eğitiliyor.
Bu köpeğe yabancılara havlaması öğretilir.
O köpek yabancılara havlamaya eğitildi.
İngilizler trende nadiren yabancılarla konuşurlar.
- Caddede yürüyen iki yabancı var.
- Sokakta yürüyen iki yabancı var.
Yabancılar arasında asla rahat hissedemem.
Bu köpek yabancılara havlamak için eğitilir.
Yabancılardan hediyeler almamalıyım.
Köpeğini yabancılara havlayacak şekilde eğitmiş.
Yakındaki yabancılar uzaktaki aileden daha iyidir.
Ailem bana yabancılardan hediye almamamı öğretti.
Yabancılarla iş yaparken dikkatli olacaksın.
Para ve ben birbirimize yabancıyız, yani, ben fakirim.
Benim çocuk yabancılarla etrafında utangaç ve her zaman benim arkamda saklanır.
Tom bir dakika önce oradaki yabancılarla konuşuyordu.
Fakat burada, uzak akrabalarla birbirine tamamen yabancı olanlar yıldızların altında su içip yıkanıyor.
Ebeveynler çocuklarını onlara yabancılar tarafından verilen yiyecekleri yememesi konusunda uyarırlar.
Tom, yabancıların onun düşüncelerini duyabileceği sanrısından muzdaripti. Bu tabii ki saçmalık.
bir oda dolusu yabancının karşısında durabilen
Biz arkadaş değiliz. Biz düşman değiliz. Ortak bir anısı olan iki yabancıyız.
İnternette yabancılarla tartışmaktan bıktıysanız, gerçek hayatta onlardan biriyle konuşmayı deneyin.