Translation of "Star" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Star" in a sentence and their turkish translations:

You're a star.

Sen bir yıldızsın.

Follow that star.

O yıldızı takip edin.

- Who is your favorite TV star?
- Who is your favourite TV star?
- Who's your favorite TV star?
- Who's your favourite TV star?

- En sevdiğiniz TV yıldızı kim?
- Gözde TV yıldızın kim?

- Today, I saw a star.
- I saw a star today.
- I have seen a star today.

Bugün bir yıldız gördüm.

- Do you see the star?
- Do you see a star?

Bir yıldız görüyor musun?

I see a star.

Bir yıldız görüyorum.

Look! A falling star!

- Bak! Bir kayan yıldız!
- Bak! Bir yıldız kayması!

His star is fading.

Onun yıldızı sönüyor.

Look, a shooting star!

Bak, yıldız kayıyor!

Tom wasn't the star.

Tom yıldız değildi.

Tom was the star.

Tom yıldızdı.

I see the star.

Yıldızı görüyorum.

I was the star.

Ben yıldızdım.

- I could have been a star.
- I could've been a star.

Ben bir yıldız olabilirdim.

- That small star is brightest.
- That small star is the brightest.

O küçük yıldız en parlaktır.

He discovered a new star.

Yeni bir yıldız keşfetti.

She made me a star.

O, beni bir yıldız yaptı.

Antares is a red star.

Antares kırmızı bir yıldızdır.

Do you see a star?

Bir yıldız görüyor musun?

He is a Hollywood star.

O bir Hollywood yıldızı.

Today, I saw a star.

Bugün bir yıldız gördüm.

I saw a star today.

Bugün bir yıldız gördüm.

Do you see the star?

Yıldızı görüyor musun?

Look at this shining star.

Bu parlayan yıldıza bak.

Mary is a star performer.

Mary bir star oyuncu.

The moon isn't a star.

Ay, yıldız değildir.

Who's your favorite TV star?

En sevdiğin TV yıldızı kimdir?

The sun is a star.

Güneş bir yıldızdır.

Look, it's the North Star.

Bak, o, Kuzey Yıldızı.

What is your star sign?

- Burcun ne?
- Hangi burçsun?

These cookies are star-shaped.

- Bu kurabiyeler yıldız şeklindedir.
- Bu kurabiyeler yıldız şeklinde.

Look at that shooting star.

Şu kayan yıldıza bak.

Look at that brilliant star.

Şu parlayan yıldıza bak.

Who's your favorite movie star?

Gözde film yıldızın kimdir?

Oh, look, a shooting star!

Aa, bak, bir göktaşı!

Sami was a star student.

Sami yıldız bir öğrenciydi.

Mary is a telenovela star.

Mary bir telenovela yıldızıdır.

Tycho discovered a new star.

Tycho yeni bir yıldız keşfetti.

She is a pop star.

O bir pop yıldızı.

- I have seen a shooting star once.
- I've seen a shooting star once.

- Bir zamanlar bir yıldız kayması gördüm.
- Bir defasında bir yıldız kayması gördüm.

- I should've been a movie star.
- I should have been a movie star.

Bir film yıldızı olmalıydım.

Mary made some star-shaped gingerbread cookies using a star-shaped cookie cutter.

Mary yıldız şeklinde kurabiye kesici kullanarak biraz yıldız biçimli zencefilli kurabiye yaptı.

- The sun is the brightest star.
- The sun is the most brilliant star.

Güneş en parlak yıldızdır.

- I want to be a movie star.
- I want to be a film star.

Film yıldızı olmak istiyorum.

She ended up a movie star.

Sonunda bir film yıldızı oldu.

She was a track star once.

O, bir zamanlar spor yıldızıydı.

Mary is a famous pop star.

Mary tanınmış bir pop yıldızıdır.

He acts like a rock star.

O bir rock yıldızı gibi hareket ediyor.

The sun is the brightest star.

Güneş en parlak yıldızdır.

Draw me a seven-pointed star.

- Bana yedi uçlu bir yıldız çiz.
- Bana yedi uçlu bir yıldız çizin.

Tom is a famous movie star.

Tom ünlü bir film yıldızıdır.

No star was seen that night.

Hiçbir yıldız o gece görülmedi.

That movie star has many fans.

O yıldız aktörün çok hayranı var.

Look! There goes a shooting star.

- Bak! Orada göktaşı gidiyor.
- Bak! Orada meteor gidiyor.

Though he wasn't always a star.

her zaman bir yıldız değildi.

I have seen "Star Wars" twice.

"Yıldız Savaşları"nı iki defa izledim.

She wants to be a star.

- Star olmak istiyor.
- Yıldız olmak istiyor.

Tom's restaurant has a Michelin star.

Tom'un restoranının bir Michelin yıldızı var.

Tom always wears a green star.

Tom her zaman bir yeşil yıldız takar.

That small star is the brightest.

En parlak olanı şu küçük yıldızdır.

What's your favorite Star Trek episode?

Favori Star Trek bölümünüz hangisidir?

Who's your favorite reality TV star?

Favori reality TV yıldızın kimdir?

Who's your favorite Star Wars character?

- En sevdiğiniz Star Wars karakteri kim?
- Yıldız Savaşları'nda favori karakterin kim?

I just saw a shooting star.

Az önce kayan bir yıldız gördüm.

He had discovered a new star.

O yeni bir yıldız keşfetmişti.

A falling star is a meteorite.

Kayan bir yıldız, bir göktaşıdır.

Tom acts like a rock star.

Tom bir rock yıldızı gibi davranıyor.

I felt like a rock star.

Bir rock yıldızı gibi hissettim.

Mary is a soap opera star.

Mary bir pembe dizi yıldızıdır.

Sami was a Star Wars fan.

- Sami bir Star Wars hayranıydı.
- Sami bir Star Wars fanıydı.

Sami was a rising tennis star.

Sami yükselen bir tenis yıldızıydı.

Sami is an amateur porn star.

- Sami amatör pornocu.
- Sami amatör bir porno yıldızı.
- Sami bir amatör porno yıldızıdır.

I have discovered a new star.

Yeni bir yıldız keşfettim.

She wants to become a star.

- Star olmak istiyor.
- Yıldız olmak istiyor.

Can the star be seen tomorrow night?

Yarın gece yıldız görülebilir mi?

Tom usually stays at five-star hotels.

Tom genellikle beş yıldızlı otellerde kalır.

Tom is a rock and roll star.

Tom bir rock and roll yıldızı.

This star is five light years away.

Bu yıldız beş ışık yılı uzaktadır.

We celebrate the Star Festival in July.

Biz temmuz ayında Yıldız Festivalini kutluyoruz.

Tom is the star of the show.

Tom gösterinin yıldızı.

The star of the show was Tom.

Gösterinin yıldızı Tom'du.

I didn't watch Star Wars episode 1.

Yıldız Savaşlarının birinci bölümünü izlemedim.

Don't compare me to a movie star.

Beni bir film yıldızı ile karşılaştırma.

I saw "Star Wars" some months ago.

Ben birkaç ay önce "Star Wars"ı izledim.

If he's a journalist, I'm a star.

O bir gazeteci ise ben bir yıldızım.

They stayed at a five-star hotel.

Onlar beş yıldızlı bir otelde kaldılar.