Translation of "Search" in Turkish

0.025 sec.

Examples of using "Search" in a sentence and their turkish translations:

Search me.

- Nereden bileyim?
- Nereden bileyim ben?
- Ben nereden bileyim?

Search; find; discover!

Ara; bul; keşfet !

Search every room.

Her odayı arayın.

Search the house.

Evi arayın.

The search continues.

Arama devam ediyor.

Tom abandoned his search.

Tom araştırmasını bıraktı.

The search is over.

Araştırma bitti.

We belong to that search.

Bu arayışı kucaklamalıyız.

The search for dark matter

Karanlık madde arayışı

We've got a search warrant.

Arama iznimiz var.

We've made a thorough search.

Kapsamlı bir araştırma yaptık.

Let's organize a search party.

Bir arama ekibi organize edelim.

The search function is inadequate.

Arama fonksiyonu yetersizdir.

I knew where to search.

Nerede arayacağımı biliyordum.

We have a search warrant.

Bizim bir arama iznimiz var.

Why did they search us?

Onlar neden bizi araştırdı?

What's your favorite search engine?

Favori arama motorun nedir?

Search operations are still underway.

Arama operasyonları hala devam ediyor.

We will continue the search.

- Aramaya devam edeceğiz.
- Aramayı sürdüreceğiz.

They went in search of treasure.

Hazine aramaya gittiler.

They went in search of happiness.

Onlar mutluluğu aramaya gittiler.

He went in search of gold.

Altın aramaya gitti.

Do you have a search warrant?

Bir arama emriniz var mı?

We should organize a search party.

Bir arama ekibi organize etmeliyiz.

We should call off the search.

Araştırmayı iptal etmeliyiz.

You can call off the search.

Araştırmayı feshedebilirsin.

Which search engine do you use?

Hangi arama motorunu kullanıyorsun?

The search began in the park.

Arama parkta başladı.

Dan began to search the house.

Dan evi aramaya başladı.

How is your job search going?

İş araştırman nasıl gidiyor?

Search dogs located the victim's body.

Arama köpekleri kurbanın cesedinin yerini saptadı.

Tom took part in the search.

Tom araştırmaya katıldı.

Search and rescue operations began immediately.

Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.

Tom began to search the house.

Tom evi aramaya başladı.

What search engine do you use?

Hangi arama motorunu kullanıyorsunuz?

Tom wants to search for information.

Tom bilgi için araştırma yapmak istiyor.

Today if you search the word "beauty,"

Bugün "güzellik" kelimesini ararsanız,

search for something you're wondering on Wikipedia

merak ettiğiniz bir şeyi Wikipedia'dan araştırın

It started out as a search engine.

Bu işe arama motoru olarak başladı.

We all went in search of gold.

Hepimiz altın aramaya gittik.

He went traveling in search of adventure.

Macera aramak için seyahate çıktı.

I need to search for my pen.

Dolma kalemimi aramalıyım.

We're going to search the whole ship.

Bütün gemiyi arayacağız.

Search everyone who comes into this room.

Bu odaya gelen herkesi ara.

Search the town that's on the map.

Haritadaki kasabayı araştır.

We went in search of an apartment.

Biz bir daire aramaya gittik.

If you search well, you will find.

İyi araştırırsanız bulursunuz.

The police have called off the search.

Polis aramayı bıraktı.

What's your favorite non-Google search engine?

En sevdiğin Google dışı arama motorun hangisi?

The guards performed a body cavity search.

Muhafızlar üst araması yaptı.

Search for her; she has murdered him!

Araştırmasına göre , onu öldürdü

- Mary received a pat-down search at the airport.
- Mary received a patdown search at the airport.

Mary havaalanında elle arama yapıldı.

And we're heading east in search of civilization.

Medeniyeti bulmak için doğuya doğru gidiyoruz.

And to spread in search of colder regions.

yayılmaya zorlayan nedenlerden biri olabilir.

But Google is not just a search engine.

Ama Google sadece arama motoru değil.

The world's most popular search engine is Google.

Dünya'nın en popüler arama motoru Google.

She went in search of her lost child.

O, kayıp çocuğunu aramak için gitti.

He came to Tokyo in search of employment.

İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi.

He is in desperate search of further evidence.

O, daha fazla umutsuz kanıt arayışı içinde.

Many men went west in search of gold.

Birçok adam altın aramak üzere batıya gitti.

I am in search of the lost language.

Kayıp dilin arayışındayım.

Full body scanners perform a virtual strip search.

- Tam vücut tarayıcıları sanal olarak kıyafetlerin içini göstererek arama yapıyor.
- Tam vücut tarayıcıları vücudu sanal olarak çıplak göstererek arama gerçekleştiriyor.

Tom was subjected to a full body search.

Tom, tam bir vücut aramasına maruz bırakıldı.

We have a warrant to search your house.

Evinizi aramak için bir iznimiz var.

We have a warrant to search your apartment.

Dairenizi aramak için bir iznimiz var.

We have a warrant to search your property.

Mülkünüzü aramak için bir iznimiz var.

I use Yahoo! to search on the internet.

Ben internette arama yapmak için Yahoo'yu kullanırım.

I have a warrant to search the premises.

Binaları arama iznim var.

Right here is where we need to search.

Araştırmamız gereken yer tam burası.

Tom allowed the police to search his home.

Tom, polisin evini araştırmasına izin verdi.

I am in search of a new house.

Ben yeni bir ev arayışı içindeyim.

Let me just do a quick Google search.

Sadece hızlı bir Google araması yapayım.

Sami hit the road in search of Layla.

Sami, Leyla'yı aramak için yola çıktı.

Sami allowed the cops to search his house.

Sami, polislere evini aramaları için izin verdi.

And I search for the school on Google Maps,

ve Google Haritalarda okulu aramaya başladım,

Then I would search on Google Images for chien,

Google Görseller'de chien için arama yaptım

Without doubt, we should spend more on the search.

Arama için daha fazla yatırım yapmamız lazım.

If you want to search the mine, click "Right".

Madeni keşfetmek istiyorsanız "Sağ"a tıklayın.

To this land in search of a better future.

daha iyi bir gelecek için buraya göç etti.

Search your pockets again to make sure of it.

Ondan emin olabilmek için ceplerini yeniden ara.

We don't have time to search every room carefully.

Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok.

We went into the woods in search of insects.

Böcek aramak üzere ormana girdik.

He came to New York in search of work.

- Bir iş aramak için New York'a geldi.
- İş aramak için New York'a geldi.

Tom will assist you in your search for Mary.

Tom Mary'yi aramanda sana yardım edecek.

After a long search, we found a satisfactory room.

Uzun bir araştırmadan sonra tatmin edici bir oda buldum.

The villagers went in search of the missing child.

Köylüler kayıp çocuğu aramaya gittiler.

The police conducted a search at Tom Smith's house.

Polis Tom Smith'in evinde bir arama yaptı.

There was a massive search to find any survivors.

Hayatta kalanları bulmak için büyük bir arama vardı.

More and more people search methods of natural medicine.

Gittikçe daha fazla insan doğal tıp yöntemleri arıyor.

They did not have time to search for it.

Onu aramak için zamanları yoktu.

Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.

- Tom bir arama- kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
- Tom bir arama-kurtarma uzmanı olmak istiyordu.

Police can't enter the property without a search warrant.

Polis bir arama emri olmadan mülke giremez.

Go search for communities that you can be part of.

Dâhil olabileceğiniz toplulukları arayın,

The policeman went over the room in search for evidence.

Polis kanıt ararken odayı inceledi.

Many men left for the West in search of gold.

Birçok insan altın aramak için Batı'ya gitti.

- Search and you will find!
- Seek and you shall find!

Ara ve bulacaksın!

She went from place to place in search of him.

Onu aramak için bir yerden bir yere gitti.