Examples of using "Robe" in a sentence and their turkish translations:
O benim elbisem mi?
Bir elbise giy.
Bornozumu ver.
Tom cüppesini giydi.
Mary siyah bir giysi giyiyordu.
Yeşil bir bornoz giyiyor.
Papa kırmızı elbisesi ile göründü.
O, pijamasının üstüne kaftan giydi.
Harry elbisesini ve sihirbaz şapkasını giydi.
Mary pembe elbisesiyle oturma odasını gezdi.
Mary elbisesini çıkardı ve duşa girdi.
O zaman Pilatus İsa'yı tutup kamçılattı. Askerler de dikenlerden bir taç örüp O'nun başına geçirdiler. Sonra O'na mor bir kaftan giydirdiler. Önüne geliyor, “Selam, ey Yahudiler'in Kralı!” diyor, yüzüne tokat atıyorlardı.