Translation of "Pajamas" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Pajamas" in a sentence and their turkish translations:

He wears pajamas.

O pijama giyer.

- Tom put on his pajamas.
- Tom put his pajamas on.

Tom pijamalarını giydi.

- I usually don't wear pajamas.
- I don't usually wear pajamas.

Ben genellikle pijama giymem.

Get into your pajamas.

Pijamanı giy.

He is in pajamas.

O pijamalarını giymiş.

Put on your pajamas.

Pijamalarını giy.

I wear flannel pajamas.

Ben flanel pijama giyerim.

You're wearing my pajamas.

Benim pijamalarımı giyiyorsun.

Tom wasn't wearing pajamas.

Tom pijama giymiyordu.

Tom is wearing pajamas.

- Tom pijama giymiş.
- Tom'un üstünde pijama var.

- I had breakfast in pajamas.
- I ate breakfast in my pajamas.

Ben pijamalar içinde kahvaltı yaptım.

Tom usually wears silk pajamas.

Tom genellikle ipek pijama giyer.

I'm wearing Tom's old pajamas.

Ben Tom'un eski pijamasını giyiyorum.

Tom is in his pajamas.

Tom pijama giyiyor.

Some people don't wear pajamas.

Bazı insanlar pijama giymezler.

Tom doesn't usually wear pajamas.

Tom genellikle pijama giymez.

Tom was wearing John's pajamas.

Tom John'un pijamalarını giyiyordu.

I'm already in my pajamas.

Zaten pijamamı giydim.

These pajamas absorb sweat well.

Bu pijamalar teri iyi emer.

Mary put on her pajamas.

Mary pijamasını giydi.

Tom is wearing John's pajamas.

Tom John'un pijamasını giyiyor.

No hospital pajamas, no crappy food

Hastane pijamaları yok, iğrenç yemekler yok

I ate breakfast in my pajamas.

Pijamalarımla kahvaltı yaptım.

Tom is still in his pajamas.

Tom hâlâ pijama giymeye devam ediyor.

Why are you in your pajamas?

Neden pijama giyiyorsun?

Tom came downstairs in his pajamas.

Tom pijamaları ile alt kata geldi

- Put on your pajamas and go to bed.
- Put your pajamas on and go to bed.

Pijamalarını giy ve yatmaya git.

The guests caught him in his pajamas.

Misafirler onu pijamalarıyla yakaladı.

He wore a robe over his pajamas.

O, pijamasının üstüne kaftan giydi.

- He is wearing pyjamas.
- He wears pajamas.

O pijama giyer.

Those pajamas are too big for you.

O pijama senin için fazla büyük.

Tom doesn't wear pajamas. He sleeps naked.

Tom pijama giymez. O çıplak uyur.

Tom came to class in his pajamas.

Tom sınıfa pijamalarıyla geldi.

He was reading a newspaper in his pajamas.

Pijamaları üstünde bir gazete okuyordu.

Coming to school in your pajamas, how lazy!

Pijamayla okula gelmek, ne kadar da tembel!

Tom was reading a newspaper in his pajamas.

Tom pijamasının içinde gazete okuyordu.

Mary was sitting at home in her pajamas.

Mary pijamalarıyla evde oturuyordu.

- Tom took off his clothes and put on his pajamas.
- Tom took his clothes off and put his pajamas on.
- Tom took his clothes off and put on his pajamas.

Tom elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.

I am as happy as a cat in pajamas.

Ben pijamalı bir kedi kadar mutluyum.

Tom brushed his teeth and put on his pajamas.

Tom dişlerini fırçaladı ve pijamalarını giydi.

Tom put on his pajamas and climbed into bed.

Tom pijamalarını giyip yatağa uzandı.

Tom doesn't wear pajamas. He sleeps in the nude.

Tom pijama giymez. O çıplak uyur.

He took off his clothes and put on his pajamas.

- Elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.
- Kıyafetlerini çıkarıp pijamasını giydi.

Tom was wearing his pajamas when he opened the door.

Tom kapıyı açtığında pijamasını giyiyordu.

She sat in front of her laptop in her pajamas.

O, pijamasının içinde dizüstü bilgisayarının önünde oturdu.

Tom took his clothes off and put on his pajamas.

Tom elbisesini çıkardı ve pijamasını giydi.

The boy took off his clothes and put on his pajamas.

Çocuk elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.

Tom was dressed in his pajamas when he answered the door.

Tom kapıya cevap verdiğinde pijamalarını giyindi.

When I stopped by this morning, Tom was still in his pajamas.

Bu sabah ziyaret ettiğimde, Tom hâlâ pijamalarının içindeydi.

Tom likes to sleep in the nude, but I prefer to wear pajamas.

Tom çıplak uyumayı sever ama ben pijama giymeyi tercih ederim.

Tom went to his room, changed into his pajamas, and got into bed.

Tom odasına gitti, pijamasını giydi ve yatağa uzandı.

Tom saw Mary standing at the top of the stairs in her pajamas.

Tom Mary'nin pijamalarının içinde merdivenlerin tepesinde durduğunu gördü.

Tom was sitting at home in his pajamas watching TV and eating pizza.

Tom evde televizyon izleyip pizza yiyerek pijamalarıyla oturuyordu.

Tom was still in his pajamas and bathrobe when I got here this morning.

Bu sabah buraya geldiğimde Tom hâlâ pijamasının ve bornozunun içindeydi.

Tom's pajamas have a picture of a cute little red squirrel printed on them.

Tom'un pijamalarına basılmış sevimli küçük kırmızı bir sincap resmi var.

Tom was still in his pajamas when I went to his house yesterday afternoon.

Tom dün öğleden sonra evine gittiğimde hala pijamalıydı.