Examples of using "Riches”" in a sentence and their turkish translations:
Zenginlerin kanatları var.
Paçavralıktan zenginliğe..
O para içinde yüzüyor.
Tom zenginlik ve şöhret istiyor.
- Bütün zenginliğini kaybetti.
- Bütün servetini kaybetti.
- Bütün varlığını kaybetti.
Servetine rağmen, memnun değil.
Zenginler sadece beni tatmin etmeyecek.
Mısır ve Cyrene'nin tüm zenginlikleri,
Hiçbir insan zenginliğimi gösteremez -
Fadıl, Leyla'ya zengin bir yaşam vaadinde bulundu.
Zenginler, Dünya'nın çevresinde kurulan şehirlere giderler.
Bütün servetine rağmen o mutlu değildir.
O filmde şöyle, zenginler uzaya giderler, dünya çok kötü durumda.
Öldüğünüz zaman, tüm zenginlikleriniz sizin için değersiz hale gelecektir.
Onu, ''fakirlikten zenginliğe''nin bir örneği olarak gördüler ve bu örnek bazen Hindistan'da yürüyebiliyor.
halkı sömüren zenginleri ve ağaları anlatan bir filmdi yine
Bütün zenginliğine rağmen o hiç mutlu değildi.
Ama daha fazla şöhret ve zenginlik arayışıyla İngiltere'ye gittiğinde
Brezilya çok zengindir; onun zenginliği çok büyüktür; kahve onun en büyük zenginliklerinden biridir.
Tüm zenginliğinden, pozisyonundan ve dünyevi bağlarından vazgeçmedikçe asla cennete girmeyeceksin.
Japon edebiyatı güzelliği ve zenginliklerine rağmen, şimdiye kadar batıda yetersiz olarak bilinmektedir.