Translation of "Refugees'" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Refugees'" in a sentence and their turkish translations:

Refugees are welcome.

Mülteciler hoş geldiler.

The refugees struggled against hunger.

Mülteciler açlığa karşı mücadele ettiler.

Refugees hid under the bridge.

Mülteciler köprünün altında saklandı.

The refugees barely escaped death.

Mülteciler ölümden kıl payı kurtuldular.

The refugees' stories are heartbreaking.

Mültecilerin hikayeleri yürek parçalayıcıdır.

Increasingly, I'm also meeting climate refugees.

Sayıları giderek artan iklim mültecileri de görüyorum.

We furnished the refugees with blankets.

Mültecilere battaniye sağladık.

The refugees suffered physically and emotionally.

Mülteciler fiziksel ve duygusal olarak acı çekti.

Refugees in Africa are seeking help.

Afrikadaki mülteciler yardım arıyorlar.

The surviving refugees longed for freedom.

Hayatta kalan mültecilerin özgürlük gözünde tütüyor.

And thousands and thousands of other refugees

ve her türden eziyet ve işkenceden kaçan

Especially refugees seeking help at our borders,

sınırlarımızda yardım arayan mülteciler olmak üzere

But including economic migrants and climate refugees.

yasalarımızdan tüm insanların insanlık onuruna saygılı olmasını talep etmeliyiz.

In income inequality, in refugees, in race.

gelir eşitsizliği, mülteci sorunu, ırkçılık gibi konularda

The organization furnished the refugees with food.

Örgüt, mültecilere yiyecek sağladı.

The refugees were excluded from the country.

Mülteciler ülkeden çıkarıldı.

Many refugees are trying to reach Europe.

Birçok mülteci Avrupa'ya ulaşmaya çalışıyor.

Many of the migrants are war refugees.

Göçmenlerin çoğu savaş mültecileri.

More than four million Syrians are refugees.

Dört milyondan daha fazla Suriyeli mülteci.

Among the refugees there are many children.

Mülteciler arasında çok sayıda çocuk vardır.

The soldiers distribute food to the refugees.

Askerler mültecilere gıda dağıtıyorlar.

- Food and blankets were given out to the refugees.
- Food and blankets were given to the refugees.

Yiyecekler ve battaniyeler mültecilere verildi.

That boat was full of refugees from Cuba.

O tekne Kübalı mültecilerle doluydu.

The embassy denied political asylum to foreign refugees.

Elçilik, yabancı mültecilere siyasi sığınmayı reddetti.

Refugees poured in from all over the country.

Mülteciler ülkenin dört bir yanından içeri girdiler.

The refugees felt safe in their new country.

Mülteciler yeni ülkelerinde güvenli hissetti.

But they affect other types of refugees as well.

ama bu diğer mültecileri de etkiliyor.

The result is that the US frequently deports refugees

Sonuç şu; ABD çoğu kez mültecileri sınır dışı edip

The refugees were living in a narrow, squalid backstreet.

Mülteciler dar, bakımsız arka sokakta yaşıyordu.

Many refugees have risked their lives to reach Europe.

Birçok mülteci, Avrupa'ya ulaşmak için hayatlarını tehlikeye attı.

The number of refugees in the world increases steadily.

Dünyada mülteci sayısı giderek artmaktadır.

The refugees endured the 18-hour walk across the desert.

Mülteciler çölde 18 saatlik yürüyüşe dayandılar.

100 000 Vietnamese refugees would not have been a problem.

100.000 tane Vietnamlı mülteci bir sorun olmazdı.

Because it will stop more refugees from coming to our borders.

sınırımıza gelmesini engelleyeceğine inandırmaya çalışıyor.

The border crossing was crowded with people, many of whom were refugees.

Sınır geçişi insanlarla doluydu, onların çoğu mültecilerdi.

The refugees in that camp have been living from hand to mouth for a month.

O kamptaki mülteciler bir aydır kıt kanaat geçinmektedirler.

Turkey is housing 4 million Syrian refugees and planning to relocate some of them in the areas it takes control of in northern Syria.

Türkiye dört milyon Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapıyor ve onlardan bir kısmını Suriye'nin kuzeyinde kontrolünü sağlayacağı bölgelere yeniden yerleştirmeyi planlıyor.