Translation of "Pressured" in Turkish

Tom pressured me.

Tom bana baskı yaptı.

When they’re stressed, pressured, threatened...

Gerildiklerinde, baskı ve tehdit altında olduklarında,

She pressured him to quit.

O ona istifa etmesi için baskı yaptı.

Tom pressured Mary to quit.

Tom Mary'ye bırakması için baskı yaptı.

Tom pressured me to do it.

Tom onu yapmam için baskı yaptı.

I pressured Tom to do that.

Onu yapması için Tom'a baskı yaptım.

Tom pressured me to do that.

Tom bunu yapmam için baskı yaptı.

- He twisted my arm.
- He pressured me.

O bana dil döktü.

We don't want you to feel pressured.

Baskı hissetmeni istemiyoruz.

She pressured him to quit his job.

O, ona işini bırakması için baskı yaptı.

I won't be pressured into betraying my country.

Ülkeme ihanet etmem için bana baskı yapılmayacak.

I won't be pressured into doing something I don't want to do.

İstemediğim bir şeyi yapmam için bana baskı yapılmayacak.

Increasingly pressured by very high taxes and regulations of all kinds, Dubai’s authorities

yüksek vergilerden ve her türlü düzenlemelerden bunalmış bir dünyada, Dubai otoriteleri