Translation of "Olive" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Olive" in a sentence and their turkish translations:

- An olive branch symbolizes peace.
- An olive branch symbolises peace.

Bir zeytin dalı barışı simgeler.

I like olive oil.

Zeytinyağını severim.

An olive branch symbolizes peace.

Bir zeytin dalı barışı sembolize eder.

Give me the olive oil.

Bana zeytinyağı ver.

You smell like olive oil.

Zeytinyağı gibi kokuyorsun.

They've planted jasmine and an olive.

Onlar yasemin ve zeytin diktiler.

"What's this smell?" "It's olive oil."

"Bu koku ne?" "Zeytinyağı."

Sami planted an olive tree in his backyard.

Sami arka bahçesine bir zeytin ağacı dikti.

Why does she apply olive oil on her lashes?

- O, kirpiklerine niçin zeytinyağı uyguluyor?
- O neden kirpiklerine zeytin yağı sürer?

Better to extend an olive branch than launch a missile.

Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.

The salad is incomplete without olive oil, croutons and nuts.

- Salata; zeytinyağı, kruton ve fındık olmadan tamamlanmamıştır.
- Salata; zeytinyağı, kızarmış ekmek parçaları ve fındık olmadan eksiktir.

I really like the olive soaps I bought in Hatay. They are not cheap, though.

Hatay'da aldığım zeytinyağı sabunlarını gerçekten seviyorum. Halbuki onlar ucuz değil.

And she came to him in the evening carrying a bough of an olive tree, with green leaves, in her mouth. Noah therefore understood that the waters were ceased upon the earth.

Güvercin gagasında yeni kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin geri döndü. O zaman Nuh suların yeryüzünden çekilmiş olduğunu anladı.