Examples of using "Olive" in a sentence and their turkish translations:
Bir zeytin dalı barışı simgeler.
Zeytinyağını severim.
Bir zeytin dalı barışı sembolize eder.
Bana zeytinyağı ver.
Zeytinyağı gibi kokuyorsun.
Onlar yasemin ve zeytin diktiler.
"Bu koku ne?" "Zeytinyağı."
Sami arka bahçesine bir zeytin ağacı dikti.
- O, kirpiklerine niçin zeytinyağı uyguluyor?
- O neden kirpiklerine zeytin yağı sürer?
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Salata; zeytinyağı, kruton ve fındık olmadan tamamlanmamıştır.
- Salata; zeytinyağı, kızarmış ekmek parçaları ve fındık olmadan eksiktir.
Hatay'da aldığım zeytinyağı sabunlarını gerçekten seviyorum. Halbuki onlar ucuz değil.
Güvercin gagasında yeni kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin geri döndü. O zaman Nuh suların yeryüzünden çekilmiş olduğunu anladı.