Examples of using "Nicaragua" in a sentence and their turkish translations:
O, Nikaragua'da evlendi.
Hoover, Amerikan kuvvetlerini Nikaragua'dan geri çekti.
Marcus Nikaragua'dan. O, Nikaragualı.
Amerikan askerleri 1933 yılına kadar Nikaragua'da kaldı.
Nikaragua Orta Amerika'nın en büyük ülkesidir.
Nikaragua'ya "göller ve volkanlar arazisi" denilir.
ve Nikaragua daha kötü bir durumda Latin Amerika.
Lida yıllarca Doğu Nikaragua'da küçük bir yerli amerikan köyünde yaşadı.
bazense 1979'da Afganistan'da ya da 1985'de Nicaragua'da yaptığı gibi muhalif gruplara silah ve para sağladı.