Examples of using "Marcus" in a sentence and their turkish translations:
Ben Marcus'un evini gördüm.
Roma İmparatoru Marcus Aurelius
Marius, Marcus'tan daha uzundur.
Marcus geldiğinde uyuyordum.
Marcus, Marius kadar uzun boylu değil.
Marcus Nikaragua'dan. O, Nikaragualı.
Ne zamandan beri Marcus burada yaşıyor?
Marcus'un evini gördüm.
Marcus'un ne itiraf ettiği ne de inkar ettiği duyuldu.
Bunun yerine eski konsül Marcus Minucius Rufus'u kendisine verdiler.