Translation of "Materials" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Materials" in a sentence and their turkish translations:

Materials will be provided.

Malzemeler sağlanacaktır.

Fadil sells building materials.

Fadil yapı malzemeleri satar.

Tom sells building materials.

Tom inşaat malzemeleri satıyor.

I'm working to create materials

Bağışıklık tepkimizi değiştirerek

Building materials are expensive now.

İnşaat malzemeleri şimdi pahalıdır.

From plastics to naturally derived materials,

plastikten doğal materyallere,

We got all the materials together.

Bütün malzemeleri toparladık.

We get the materials from Malaysia.

Malzemeleri Malezya'dan alırız.

Switching to other materials isn’t feasible

Diğer materyallere geçiş yapmak uygulanabilir değil.

A crane raises heavy construction materials.

Bir vinç ağır inşaat malzemelerini kaldırır.

- This chair is made from recycled materials.
- This chair is made out of recycled materials.

Bu sandalye geri dönüşümlü malzemeden yapılır.

And these materials come together and aggregate.

Bu materyaller bir araya geliyor ve bütünü oluşturuyor.

The ship transports raw materials from Indonesia.

Gemi Endonezya'dan ham madde taşıyor.

The novelist gathered materials for his work.

Roman yazarı çalışma için malzemeleri topladı.

He is engaged in developing new materials.

Yeni malzemelerin geliştirilmesi ile uğraşmaktadır.

Tom received the materials you sent him.

Tom ona gönderdiğin malzemeleri aldı.

Japan imports various raw materials from abroad.

- Japonya yurtdışından birçok önemli ham madde ithal eder.
- Japonya yurt dışından çeşitli ham maddeleri ithal eder.

Construction materials are expensive at the moment.

İnşaat malzemeleri şu anda pahalıdır.

Japan depends on imports for raw materials.

Japonya ham madde açısından ithalata bağımlıdır.

Paper, glass and plastic are recyclable materials.

Kağıt, cam ve plastik geri dönüştürülebilir malzemelerdir.

The bus carries a lot of inflammable materials.

Otobüs birçok yanıcı malzeme taşır.

I'm going to go buy some materials today.

Bugün bazı malzemeler almaya gideceğim.

Construction materials are very expensive at this time.

Yapı malzemeleri bu sıralar çok pahalı.

It included investment in areas like nutrition and materials.

Beslenme ve malzeme gibi alanlara yapılan yatırımları da içeriyordu.

The architecture, the five materials that made the city.

ne kadar çok şey öğrendiğimizi söyledim.

And we sell some raw materials to the world

Ve biz de bazı hammaddeleri dünyaya satıyoruz

materials that were normally fire-resistant burst into flame.

normalde yangına dayanıklı malzemeler bile alev haline geldi.

We import raw materials and export the finished products.

Biz ham madde ithal ederiz ve bitmiş ürünler ihraç ederiz.

Plastics have taken the place of many conventional materials.

Plastik birçok geleneksel malzemenin yerini almaktadır.

Japan has to import most of its raw materials.

Japonya ham maddelerinin çoğunu ithal etmek zorunda.

I wonder what materials the garment is made of.

Giyim eşyasının hangi malzemelerden yapıldığını merak ediyorum.

Sami worked for a company that sold building materials.

Sami inşaat malzemeleri satan bir şirket için çalıştı.

The life preserver must be made of high quality materials.

Cankurtaran yüksek kaliteli malzemelerden yapılmış olmalıdır.

These two pairs of pants are made from different materials.

Bu iki pantolon farklı malzemelerden yapılmaktadır.

Light waves travel through space and various kinds of materials.

Işık dalgaları uzayda ve farklı türde malzemelerde yolculuk ederler.

The problem with the Moon is, what are the local materials?

Ay'daki problem şu, yerel malzeme ne?

And now every country will start to suffer from raw materials

Ve artık her ülke hammadde sıkıntısı çekmeye başlıyacak

I have not yet collected sufficient materials to write a book.

Bir kitap yazmak için henüz gerekli malzemeleri toplamadım.

What are you going to do with the supply of raw materials?

Hammadde teminini ne yapacaksın peki?

We will start to have a shortage of raw materials after somewhere

Bir yerden sonra hammadde sıkıntısı çekmeye başlayacağız

Japan imports raw materials from China and exports finished products to it.

Japonya, Çin'den hammadde ithal eder ve Çin'e hazır ürün ihraç eder.

Builders, like my cousin, often have to carry heavy materials to site.

Kuzenim gibi inşaatçılar, sık sık şantiyeye ağır malzemeler taşımak zorundalar.

Current microscopes allow us to observe with fine detail the molecular structure of materials.

Şimdiki mikroskoplar, maddenin moleküler yapısını ince detaylarla gözlemlememize olanak sağlar.

I want to start learning French. Can you recommend me any materials to study with?

Fransızca öğrenmeye başlamak istiyorum. Çalışmak için bana biraz malzeme tavsiye edebilir misin?

But after years of conflict the Hungarian army also suffers great losses in men and materials.

Fakat karmaşa dolu yıllar sonrası Macar ordusu çok sayıda malzeme ve insan kaybı yaşadı

Like layering and materials, could also reduce the flight of golf balls, and solve the problem.

Katmanlama ve malzeme gibi, golf toplarının uçuşlarını da azaltabilir ve problemi çözebilir.