Translation of "Marry" in Turkish

- Marry me.
- Marry me!

- Evlen benimle.
- Benimle evlen.

- I will marry you.
- I'll marry you.

Seninle evleneceğim.

I'll marry her.

Onunla evleneceğim.

- I want to marry her.
- I want to marry him.

Onunla evlenmek istiyorum.

- I'm not going to marry Tom.
- I won't marry Tom.

Tom'la evlenmeyeceğim.

- I want to marry you.
- I intend to marry you.

Seninle evlenmek istiyorum.

Will you marry me?

Benimle evlenir misin?

They decided to marry.

Onlar evlenmeye karar verdi.

You should marry Tom.

Tom'la evlenmelisin.

I can't marry Tom.

Tom'la evlenemem.

You can't marry Tom.

Tom'la evlenemezsin.

I won't marry anyone.

Kimseyle evlenmeyeceğim.

Would you marry me?

Benimle evlenir misin?

I can't marry you.

Seninle evlenemem.

I will marry you.

Seninle evleneceğim.

Who did Tom marry?

Tom kimle evlendi?

Who did Mary marry?

Mary kimle evlendi?

I won't marry you.

Seninle evlenmeyeceğim.

You can't marry him.

Onunla evlenemezsin.

You can't marry her.

Onunla evlenemezsin.

I can't marry him.

Onunla evlenemem.

I can't marry her.

Onunla evlenemem.

You should marry him.

Onunla evlenmelisin.

You should marry her.

Onunla evlenmelisin.

I'll never marry Tom.

Asla Tom'la evlenmeyeceğim.

Don't marry. Be happy!

Evlenme. Mutlu ol!

Tom didn't marry Mary.

Tom, Mary ile evlenmedi.

I can't marry anybody.

Kimseyle evlenemem.

Tom won't marry you.

Tom seninle evlenmeyecek.

Tom can't marry you.

Tom seninle evlenemez.

- She did not marry the man.
- She didn't marry the man.

O, adamla evlenmedi.

- You're too young to marry.
- You are too young to marry.

- Evlenmek için çok gençsin.
- Evlenmek için çok gençsiniz.

- Sami was planning to marry Layla.
- Sami planned to marry Layla.

Sami, Leyla ile evlenmeyi planlıyordu.

- You said you would marry me.
- You said you'd marry me.

Benimle evleneceğini söylemiştin.

- Tom expects to marry me, but I don't have to marry him.
- Tom expects to marry me, but I am not obliged to marry him.

Tom benimle evlenmeyi umuyor, ama onunla evlenmek zorunda değilim.

- If only he would marry me!
- If only he would marry me.

Keşke benimle evlense.

Tom expects to marry me, but I don't have to marry him.

Tom benimle evlenmeyi umuyor, ama onunla evlenmek zorunda değilim.

- Tom will marry a Canadian.
- Tom is going to marry a Canadian.

Tom bir Kanadalı ile evlenecek.

They made her marry him.

Onu onunla evlenmeye zorladılar.

People under 18 cannot marry.

- 18 yaşından küçükler evlenemez.
- 18 yaşın altındaki insanlar evlenemez.

Tom wants to marry Mary.

Tom, Mary ile evlenmek istiyor.

Miriam wanted to marry Thomas.

Miriam Thomas'la evlenmek istiyordu.

I hope to marry her.

Onunla evlenmeyi umuyorum.

He promised to marry her.

O, onunla evlenmek için söz verdi.

I want to marry Martyna.

Martyna ile evlenmek istiyorum.

Tom wants to marry Marie.

Tom, Marie ile evlenmek istiyor.

Where did you marry them?

Onlarla nerede evlendin?

Tom wants to marry me.

Tom benimle evlenmek istiyor.

I wanted to marry him.

Onunla evlenmek istedim.

I wanted to marry Tom.

Tom'la evlenmek istedim.

He wants to marry me.

O, benimle evlenmek istiyor.

Tom wanted to marry Mary.

Tom, Mary ile evlenmek istiyordu.

I've decided to marry Tom.

Tom'la evlenmeye karar verdim.

He wished to marry her.

Onunla evlenmeyi arzu etti.

I'm going to marry him.

Onunla evleneceğim.

Tom will marry Mary off.

Tom, Mary ile evlenecek.

Of course, I'll marry you.

Elbette seninle evleneceğim.

I wanted to marry Mary.

Mary ile evlenmek istedim.

Why did you marry her?

Neden onunla evlendin?

I've decided to marry him.

Onunla evlenmeye karar verdim.

I want to marry Heather.

Heather ile evlenmek istiyorum.

I want to marry Mary.

Mary ile evlenmek istiyorum.

I want to marry Tom.

- Tom'la evlenmek istiyorum.
- Tom ile evlenmek istiyorum.

I want to marry you.

Seninle evlenmek istiyorum.

Why did you marry him?

Neden onunla evlendin?

Why did you marry Tom?

Neden Tom'la evlendin?

Why did Tom marry Mary?

- Tom neden Mary ile evlendi?
- Tom neden Mary'yle evlendi?

He decided to marry her.

O onunla evlenmeye karar verdi.

They let her marry him.

Onlar onu onunla evlendirdiler.

I want to marry her.

Onunla evlenmek istiyorum.

She decided to marry him.

O, onunla evlenmeye karar verdi.

She promised to marry him.

O onunla evlenmek için söz verdi.

He intended to marry her.

Onunla evlenmek niyetindeydi.

He cannot afford to marry.

Onun evlenmeye gücü yetmiyor.

She decided to marry Tom.

O Tom'la evlenmeye karar verdi.

Amy, you should marry him!

Amy, onunla evlenmelisin!

Tom decided to marry Mary.

Tom, Mary'yle evlenmeye karar verdi.

I'd never marry you now.

Artık seninle asla evlenmeyeceğim.

I'm going to marry Tom.

Tom'la evleneceğim.

No one would marry Fadil.

Kimse Fadıl ile evlenemezdi.

Fadil promised to marry Layla.

Fadil, Layla'yla evlenmek için söz verdi.

I want to marry him.

Onunla evlenmek istiyorum.

Sami promised to marry Layla.

Sami, Leyla'ya evlenmek için söz verdi.

Tom wanted to marry me.

Tom benimle evlenmek istedi.

Sami wanted to marry Layla.

Sami, Leyla ile evlenmek istiyordu.

- Tom asked Mary to marry him.
- Tom has asked Mary to marry him.

Tom Mary'nin kendisiyle evlenmesini istedi.

- I made up my mind to marry her.
- I've decided to marry her.

Onunla evlenmeye karar verdim.

- Tom said he won't marry me.
- Tom said that he won't marry me.

Tom benimle evlenmeyeceğini söyledi.

- I hope that Tom will marry Mary.
- I hope Tom will marry Mary.

Tom'un Mary ile evleneceğini umuyorum.

- When are you going to marry him?
- When are you going to marry her?

Ne zaman onunla evleneceksin?

Tom expected to marry Mary, but she didn't have to marry him and didn't.

Tom Mary ile evlenmeyi umuyordu, ama onunla evlenmek zorunda değildi ve evlenmedi.

She did not marry the man.

O, adamla evlenmedi.

I don't intend to marry him.

Onunla evlenmeye niyetim yok.