Translation of "Known" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Known" in a sentence and their turkish translations:

- I should have known!
- I should've known.
- I should have known.

Bilmeliydim.

- Tom should've known.
- Tom should have known.

Tom bilmeliydi.

- I should have known!
- I should've known.

Bilmeliydim!

- I should've known.
- I should have known.

Bilmeliydim bunu.

- You must've known.
- You must have known.

Sen bilinmeliydin.

- She is widely known.
- He is widely known.

O yaygın olarak tanınmaktadır.

- I've always known it.
- I've always known that.

Onu her zaman biliyorum.

I've known Tom longer than I've known you.

Tom'u seni tanıdığımdan daha uzun süredir tanıyorum.

Not yet known

henüz bilinmemekte

Known as the

Kendisi Dünyanın en fakir başkanı olarak bilinir.

- You should have known better.
- You should've known better.

Onu daha iyi tanımalıydın.

- They should have known better.
- They should've known better.

Onlar daha iyi bilmeliydi.

- I should've known better.
- I should have known better.

Daha iyi bilmeliydim.

- Tom should have known better.
- Tom should've known better.

Tom daha iyi bilmeliydi.

- I should've known this.
- I should have known this.

Bunu bilmeliydim.

- I should have known that.
- I should've known that.

Onu bilmeliydim.

- Tom should have known this.
- Tom should've known this.

Tom bunu bilmeliydi.

- Tom should have known better.
- Tom ought to have known better.
- Tom should've known better.

Tom daha iyi bilmeliydi.

- He should have known better.
- She should have known better.

O daha iyi bilmeliydi.

- You should've known better.
- You ought to have known better.

Daha iyi bilmeliydin.

- He is known to everybody.
- He is known to everyone.

O herkese tanıdıktır.

And I should've known,

Şunu da bilmeliydim ki

There's no known cure.

Bilinen tedavi yok.

I've always known it.

Onu her zaman tanıyordum.

I could have known.

Bilmeliydim.

I wish I'd known.

Keşke bilseydim.

She is widely known.

O yaygın olarak tanınmaktadır.

Tom is well known.

Tom iyi bilinmektedir.

He should have known.

O bilmeliydi.

I'm known for oversleeping.

Ben fazla uyumakla bilinirim.

You couldn't have known.

- Bilmene imkân yoktu.
- Bilemezdin ki.
- Nereden bilecektin ki?
- Bilemezdiniz.

- I have known John since 1976.
- I've known John since 1976.

- Ben 1976 yılından beri John'u tanırım.
- 1976'dan beri John'u tanıyorum.

- Tom must've known the truth.
- Tom must have known the truth.

Tom gerçeği bilmiş olmalıydı.

- If I had only known before!
- I wish I'd known sooner.

Keşke daha önce bilseydim.

- I wish I had known.
- I wish that I had known.

Keşke bilseydim.

- I really should have known that.
- I really should've known that.

Gerçekten onu bilmeliydim.

- We have known her for years.
- We've known her for years.

Biz yıllardır onu tanırız.

- How long have you known him?
- Have you known him long?

Onu uzun süre tanıyor musun?

- I should've known that sooner.
- I should have known that sooner.

Onu daha önce bilmeliydim.

- I guess I should've known.
- I guess I should have known.

Sanırım bilmeliydim.

- I wish I'd known that.
- I wish that I'd known that.

Keşke bunu bilseydim.

- Only Tom would have known that.
- Only Tom would've known that.

- Bunu bilse bilse Tom bilirdi.
- Bunu ancak Tom bilirdi.
- Bunu sadece Tom bilirdi.

- I've known Tom all my life.
- I've known Tom my whole life.
- I have known Tom all my life.

Hayatım boyunca Tom'u tanıyorum.

- She is a well-known singer.
- She's well known as a singer.

O bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.

- I've known Tom all his life.
- I've known Tom his whole life.

Hayatı boyunca Tom'u tanıyorum.

- I've known them my whole life.
- I've known them all my life.

Bütün hayatım boyunca onları tanırım.

- I've known her my whole life.
- I've known her all my life.

Onu bütün hayatım boyunca tanıyorum.

- Tom is well known in Boston.
- Tom is well-known in Boston.

Tom Boston'da tanınmıştır.

Also known as magic mushrooms.

Bu madde sihirli mantar olarak da biliniyor.

Parkinson was already known, 1928.

Parkinson, 1928'de zaten biliniyordu.

known to have sparked life,

tek gezegen Dünya'dır

And 1.8 million known species.

bir sistemin parçalarıyız.

It is not known how

nasıl yapıldığı bilinemiyor

Popularly known as Mission Control.

Halk arasında Görev Kontrolü olarak bilinir.

known as the ‘Dark Ages’.

Avrupa tarihinin çalkantılı bir döneminden geliyor .

I've known it all along.

Bunu başından beri biliyordum.

She has known better days.

O daha iyi günler gördü.

She is known to everyone.

O herkes tarafından bilinir.

Her name was not known.

Onun adı bilinmiyordu.

If only he had known!

Keşke bilseydi!

He is known to everybody.

- O, herkes tarafından bilinir.
- O, herkes tarafından tanınır.

He is known to everyone.

O herkese tanıdıktır.

She should have known better.

O daha iyi bilmeliydi.

I've known him for years.

- Onu yıllardır tanıyorum.
- Onu yıllardır biliyorum.

You've known me thirty years.

Otuz yıldır beni tanıyorsun.

You couldn't have known that.

Bunu bilemezdin.

How long have you known?

Ne kadar süredir tanıyorsun?

I've known Tom since college.

Üniversiteden beri Tom'u tanıyorum.

He's known to appear sluggish.

Onun halsiz göründüğü bilinmektedir.

I've known Tom for years.

Tom'u yıllardır tanıyorum.

I've known you for years.

Seni yıllardır tanıyorum.

I'd known Tom for years.

Tom'u yıllardır tanırım.

We are very well known.

Biz çok iyi tanınıyoruz.

Have you known Tom long?

Tom'u uzun süredir tanıyor musun?

It's been known to happen.

Bunun olacağı biliniyor.

How could she have known?

O nasıl bilebilirdi?

How could he have known?

O nasıl bilebilirdi?

The cause wasn't immediately known.

Nedeni hemen bilinmiyordu.

How could I have known?

Nasıl bilebilirdim?

Tom is fairly well known.

Tom oldukça iyi bilinir.

Little is known about Pluto.

Pluton hakkında az şey biliyoruz.

He was very well known.

O çok iyi tanınmıştı.

He's a well-known person.

O tanınmış birisidir.

Have you known them long?

Onları uzun süre tanıyor musun?

We've known them for years.

Biz onları yıllardır tanıyoruz.

We've known him for years.

Biz onu yıllardır tanıyoruz.

I've known them for years.

Onları yıllardır tanıyorum.

I've known them since college.

Onları üniversiteden beri tanıyorum.

I've known him since college.

Üniversiteden beri onu tanıyorum.

I've known her since college.

Onu üniversiteden beri tanıyorum.

Neptune has thirteen known moons.

Neptün'ün bilinen on üç uydusu vardır.

I've known that all along.

Ben başından beri onu biliyordum.