Examples of using "It…well" in a sentence and their turkish translations:
Onu iyi ezberleyin.
Onlar onu iyi idare etti.
Ben onu iyi hatırlıyorum.
Tom onunla iyi başa çıktı.
Bunu iyi biliyorsun!
Tom bununla iyi başa çıktı.
Tom bununla iyi başa çıkıyor.
Ben onu yeterince iyi tanıyorum.
Belki bunu iyi açıklamadım.
Sanırım Tom onun üstesinden iyi geliyor.
Onunla iyi ilgilendiğimi düşündüm.
- Onu iyi yap ya da onu yapma.
- Şunu ya doğru düzgün yap ya da hiç yapma.
Belki bunu yeterince iyi açıklamadım.
Fransızcayı severim fakat iyi konuşamam.
Bir şeye odaklan ve onu iyi yap.
Ne yaparsa yapsın, onu iyi yapar.
Fransızcayı severim fakat iyi konuşamam.
İngilizceyi severim ama onu iyi konuşamam.
Yaptığını düşünmeden, onu iyi yapar.
Heyecan verici bir hikayeydi ve o onu iyi anlattı.
Roma'yı birçok kez ziyaret ettiğinden beri, o onu iyi biliyor.
Tom onu benim anlamam için yeterince iyi açıklamadı.
Fransızcayı seviyorum ama onu henüz iyi konuşamıyorum.
O büyüleyici bir hikayeydi ve o onu iyi anlattı.
eğer basitçe açıklayamıyorsan, onu iyice anlayamamışsın.
Pirinç nemi sevmez. Onu iyi sakladığından emin ol.
İngilizceyi seviyorum ama iyi konuşamıyorum.
Bir şey üzerine konsantre olmalısın ve onu iyi yapmayı öğrenmelisin?
O onu iyi yapabilir ve sen onu daha iyi yapabilirsin.
Eğer evcil hayvanını beslemek istiyorsan, ona iyi davranmalısın.
Berberice konuşamıyorum ama bir gün iyi konuşacağım.
O her şeyi yapar.
Ben onu iyi biliyorum.
Ölüm, doğanın gizlemesi gereken iğrenç bir şey ve bunu iyi yapıyor.
İngilizceyi seviyorum ama iyi konuşamıyorum.