Examples of using "Intention" in a sentence and their turkish translations:
Amaç nedir?
- O benim amacım.
- Niyetim bu.
Benim niyetim o değildi.
O benim niyetimdi.
Senin niyetin o muydu?
Benim niyetim seni gücendirmek değildi.
O asla bizim amacımız değildi.
Niyeti tam da buydu.
Benim ona söylemeye niyetim yok.
Önemli olan bilinçli olmaktır.
O, ona emekli olma niyetini bildirdi.
İstifa etmeye niyetim yok.
Benim kalmaya niyetim yok.
Benim değişmeye niyetim yok.
Niyetiniz nedir?
- Benim özür dilemek gibi niyetim yok.
- Benim özür dilemeye niyetim yok.
Tom'un vazgeçmeye niyeti yoktu.
Ne olursa olsun istifa etmeye niyetim yok.
Islanmaya niyetim yok.
Tom'un onu yapmaya niyeti yok.
Tom'un Mary'ye zarar verme niyeti yoktu.
Ona sormaya niyetim yok.
Onu yapmaya niyetim yok.
Öyle yapmaya niyetim yoktu.
Tom'un Boston'u terk etmeye niyeti yok.
Tom'un bir şey söylemeye niyeti yoktu.
Tom'un bize yardım etmeye niyeti yok.
Tom'un Mary'ye yardım etmeye niyeti yoktu.
- Benim evlenmeye hiç niyetim yok.
- Ben evlenme niyetinde değilim.
Tom'un vazgeçmeye niyeti yoktu.
Onu görmeye niyetim yok.
Tom'un kimseyle evlenmek için hiçbir niyeti yok.
Tom'un gitme niyeti yoktu.
Tom'un Mary ile evlenmek gibi bir niyeti yok.
Tom'un Mary ile evlenmek gibi bir niyeti yoktu.
Tom'un bunu yapmaya niyeti yoktu.
Bugün benim niyetim bunu yapmak.
Sami, Leyla'nın kötü niyetiyle ilgili hiçbir şey bilmiyordu.
Niyetim bunu yapmak değildi.
Emekli olmaya hiç niyetim yok.
Aslında şu anda bırakmak gibi bir niyetim yok.
Bizim niyetimiz seni aldatmak değildi.
Bizin niyetimiz asla seni kazıklamak değildi.
Benim niyetim asla seni incitmek değildi.
Tom'un onu yapmaya asla herhangi bir niyeti yoktu.
Niyetim o değildi.
Tom'a özür dilemeye niyetim yok.
Bunu daha fazla tartışmaya niyetim yok.
O soruya cevap vermeye niyetim yok.
Tom'un o kadar uzun beklemeye niyeti yoktu.
Ne olursa olsun seni rahatsız etmeye niyetim yok.
Bugün onu yapmaya niyetim yok.
Amacım senin keyfini kaçırmak değildi.
Onun, onunla tartışmaya niyeti yoktu.
Tom'un Mary'den özür dilemeye niyeti yok.
Tom'un Mary ile tartışmaya niyeti yoktu.
Yakın zamanda emekli olmaya niyetim yok.
Tom için oy vermeye niyetim yok.
Bizim onu yapmaya niyetimiz yoktu.
Onu yapmaya hiç niyetim yoktu.
Tom'un bunu yapmaya hiç niyeti yok.
Tom'un bunu yapmaya hiç niyeti yoktu.
Sami'nin Leyla ile uzlaşmak gibi bir niyeti yoktu.
O kadar uzun kalma niyetim yoktu.
Onunla didişmek istememişti.
- Tom'un Boston'dan gitmeye niyeti yokmuş, öyle söyledi.
- Tom, Boston'dan ayrılmak gibi bir niyetinin olmadığını söyledi.
Ama bugün bu niyet tanınmayacak kadar çarpıtıldı.
Öyle bir fikre kapılmayın. Niyetimiz bu değil.
Muhtemelen, doldurulan niyeti ile Onun cepleri.
O şimdiye kadar amacı hakkında sessizdi.
- Hükümet vergileri düşürmek için niyetini açıkça bildirdi.
- Hükümet, niyetinin vergileri düşürmek olduğunu açıkça belirtti.
Benim amacım duygularını incitmek değildi
Sizinle sonucu paylaşma niyetinde değilim.
Tango yatay niyetin dikey ifadesidir.
Boston'da burada kalmaya niyetim yok.
İşlerine karışmaya niyetim yok.
Oraya tek başıma gitmeye niyetim yoktu.
Oraya yalnız gitmeye kesinlikle hiç niyetim yok.
Düğününe gitmeye niyetim yok.
Tom'un üç saat beklemeye niyeti yoktu.
Onun üç saat beklemeye niyeti yoktu.
Oraya tek başıma gitmeye hiç niyetim yok.
Hükümet vergileri düşürmek için niyetini açıkça ifade etti.
Tom'un asla Mary'yi tekrar görmeye niyeti yoktu.
Kesinlikle on dolar ödemeye niyetim yok.
Onun senin işine karışmaya niyeti yok.
Tom'un oraya tek gitmeye niyeti yok.
Tom sınıf başkanlığı için adaylığını koyma niyetini açıkladı.
Tom'un Mary'nin düğününe gitmeye niyeti yok.