Examples of using "Indifferent" in a sentence and their turkish translations:
ilgisiz veliler
- Kayıtsızdır.
- Umursamazdır.
O benim için kayıtsız.
O, siyasete ilgisiz.
Siyasetle alakaları yoktur.
Ben ona tamamen kayıtsız değilim.
Jiro giyim hakkında ilgisiz.
- Neden kayıtsız davranıyorsun?
- Neden umursamaz davranıyorsun?
- Neden ilgisiz davranıyorsun?
O, para için oldukça ilgisiz.
John elbiseleri hakkında kayıtsız.
Kocam elbiselerine karşı duyarsızdır.
Politikaya kayıtsız görünüyor.
Birçok insan siyasete ilgisizdir.
- Polis konuya ilgisizdi.
- Polis konuya kayıtsızdı.
Japonya'da bir sürü insan siyasete kayıtsız.
Genelde kayıtsız hissetmiyorum, fakat bugün farklıdır.
Evren ne düşman ne de dosttur. Sadece umursamazdır.
John elbiseleri hakkında kayıtsız.
Bir ankete göre, insanların beşte üçü uluslararası konulara ilgisiz.
Japonların tanıdıklarına karşı çok cana yakın oldukları ve tanımadıklarına çok ilgisiz oldukları söyleniyor.