Examples of using "Headlines" in a sentence and their turkish translations:
Haber başlıkları, radyo, gazeteler...
Haber başlıklarını gördün mü?
Ben sadece başlıkları okurum.
Sami'nin hikâyesi manşetlere hakim oldu.
Manşetlere göz gezdirdi.
Tom sadece başlıklara baktı.
Tom genellikle sadece başlıkları okur.
Ben genellikle sadece başlıkları okurum.
Herkes bu sabahki haber başlıklarından memnundu.
geçmişin gül desenli fotoğraflarıyla karşılaştırırsanız
Tupamaro'lar bir kez daha uluslararası basında manşet oldu.
Başlıkların okuyucunun ilgisini çekmesi gerekiyor.
Tom gazeteyi aldı ve manşetleri okudu.
Ama bu adamın ülkesinde benim manşet olmamam gerekiyordu.