Translation of "Fry" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Fry" in a sentence and their turkish translations:

Fry.

Kızart.

- Fry an egg for me.
- Fry me an egg.
- Fry me some eggs.

Bana birkaç yumurta kızart.

Fry me an egg.

Bana bir yumurta kızart.

- We have bigger fish to fry.
- We've got other fish to fry.

- Yapacak daha önemli işlerimiz var.
- Yapacak başka işlerimiz var.

Herpetologist Dr. Bryan Fry says

Herpetolojist Doktor Bryan Fry'a göre

Where did you fry them?

Onları nerede kızarttın?

Fry an egg for me.

Benim için bir yumurta kızartın.

- Tom has bigger fish to fry.
- Tom has got bigger fish to fry.

Tom'un yapacak daha önemli işleri var.

He knows how to fry eggs.

- Nasıl yumurta pişirileceğini biliyor.
- Yumurta pişirmesini biliyor.

I have bigger fish to fry.

Yapacak daha önemli işlerim var.

He has bigger fish to fry.

Onun yapacak daha önemli işleri var.

We've got bigger fish to fry.

Kızartmak için daha büyük balıklarımız var.

We have other fish to fry.

Kızartılacak başka balıklarımız var.

Their job is to fry the potatoes.

Onların işi patatesleri kızartmak.

Never fry a fish till it's caught.

Dereyi görmeden paçayı sıvama.

You and I have other fish to fry.

Senin ve benim yapacak başka işlerimiz var.

- Tom told me that he had bigger fish to fry.
- Tom told me he had bigger fish to fry.

Tom bana kızartacak daha büyük bir balığı olduğunu söyledi.

It's so hot outside, you could fry an egg.

Dışarısı çok sıcak, bir yumurta kızartabilirsin.

Tom offered Mary a French fry and she took one.

Tom Mary'ye bir Fransız kızartma sundu ve o bir tane aldı.

And the main source of food for countless marine creatures. From small fry...

Aynı zamanda, sayısız deniz canlısının ana yemek kaynağıdır. En ufak balıktan...

Why don't you fry up some of those nice sausages for our barbecue?

Neden barbekümüz için o hoş sosislerden birazını kızartmıyorsun?

I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.

Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.

It was so hot in Australia yesterday that Tom managed to fry an egg on a shovel.

Dün Avustralya'da hava o kadar sıcaktı ki Tom küreğin üstünde bir yumurta kızartmayı başardı.

- Right now, I've got bigger fish to fry.
- Right now, I have more urgent matters to take care of.

Şimdi yapacak daha önemli işlerim var.

Step 1. Heat the vegetable oil (0.5L) (any grease or a mixture of oil and grease) in the pot on high heat, add sliced onions (400g), fry until the onions take a yellow color, then add meat (any kind) (1kg).

Aşama 1. 0.5 litre bitkisel yağı (herhangi bir içyağı veya yağın ve içyağının bir karışımı) yüksek ateşte çömlekte ısıtın, 400 gram doğranmış soğan ekleyin, soğanlar sarı bir renge ulaşana kadar kızartın, sonra da 1 kilogram et (hangi cins olursa olsun) ekleyin.