Examples of using "Forest" in a sentence and their turkish translations:
Ormanı izle!
Çam ormanı nerede?
Biz ormandayız.
Amazon ormanı dünyanın en büyük tropikal ormanıdır.
Orman karanlıktı.
Yangın ormanı silip süpürdü.
Orman yanıyor.
Almanya'nın en büyük ormanı hangisidir?
Hayvanlar ormanda yaşar.
Ormana girdiler.
Ormanı araştıralım.
Ormandan nefret ederim.
O, ormandadır.
O orman tekin değil.
Orman o zaman sessizdi.
O, orman boyunca yürüdü.
Orman çok durgundu.
Tom bir orman bekçisi.
Orman günlerce yandı.
O, Sherwood Ormanını boylu boyunca kesti.
Ormanı korumalıyız.
Biz ormanda yürüdük.
Orman, ağaçlarla doludur.
Onlar ormanın çevresinde dolaştı.
Ormanda yağmur yağdı.
Bu orman çok yoğun.
Amazon ormanını araştırdık.
- Orman çok sakindi.
- Orman çok huzurluydu.
Elfler ormanda yaşarlar.
Orman çok sık.
- Cüceler bu ormanda yaşıyor.
- Cinler bu ormanda yaşıyor.
- Bu ormanda yer cüceleri yaşıyor.
- Bu ormanda Beberuhiler yaşıyor.
Tom ormana gitti.
Tom ormandadır.
Tom ormana bakındı.
Tom ormanda kayboldu.
Operasyona kod adı olarak "Orman" verildi.
Ormandayım.
Ormanda yolumu kaybettim.
Mary ormanda mahsur olduktan sonra orman perileri tarafından kurtarıldı.
Alaska ormanlarında mahsur kalır.
Ormanda yaşayan bir fil ailesi.
Eski ve yaşlı orman.
Neredeyse ormanın zihni gibi.
...mükemmel görünüyordu.
Nehir ormanın içinden kıvrılarak gitmektedir.
Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
O, ormanda tek başına yaşar.
Biz ormanda değiliz.
Mary ormanda yalnız.
Ormanda yalnız başına yaşadı.
Orman ağaçlarla dolu.
Orman yangınların önlemeye çalışıyoruz.
Ormanda hava karanlıktı.
- Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.
- Yabani hayvanlar ormanda yaşar.
Ormanda çok farklı bitkiler var.
Ben ormanda kayboldum.
Ormanda kayboldu.
Orman yaşamla iç içedir.
Orman gözlü orman kulaklı.
Ormanda yağmur yağdı.
Ormanda yağmur yağacak.
Ormanda yağmur yağıyordu.
Orman sık ve aşılmazdı.
Ormanda yağmur yağmıştı.
Bu orman sakin ve huzurlu.
- Bu orman çeşitlilik açısından zengindir.
- Bu orman değişik türlerle doludur.
Tom ormanın içinde sessizce yürüdü.
Güneş ormanın arkasında battı.
O ormanda bir yerde saklı.
- Onlar ormanda kayboldular.
- Onlar ormanda kayboldu.
Ormanda domuzlar vardı.
Bu büyülü bir ormana benziyor.
At ormandadır.
Bu ormanda ağaçlar var.
Bu ormanda pek çok sincap yaşıyor.
Ormanda sessizce yürüdü.
Ormanın içinde bir patika var.
Tom ormanda kayboldu.
- Tom'un ormancı olduğunu biliyorum.
- Tom'un bir orman bekçisi olduğunu biliyorum.
Bu alanda bir orman yangını patlak verdi.
Geçici orman havuzları suyu çok seven kurbağaları çeker.
Mantarlar ormanın geri dönüşümcüleridir.
Ay ışığı, iç içe geçmiş ormandan içeri sızmakta zorlanıyor.
Durup ormanla bütünleştim
Ormandaki sessizlik huzur verici.
- Kuşlar ormanda şarkı söylüyorlardı.
- Kuşlar ormanda ötüyorlardı.
- Kuşlar ötüyorlardı ormanda.
Ormanda bir tavşan gördüm.
Sisli ormanda yavaşça gözden kayboldu.
Orman yakınında izole edilmiş bir ev duruyor.
Oğlan ormanda kayboldu.
Onlar çocuklarını ormanda terk etti.
Bu ormanda hiç kuş yok.
Ormanın perili olduğu söyleniyor.
Her gün ormanda yürürüm.
Ormanda ortalık tekrar sessiz oldu.