Translation of "Fluent" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Fluent" in a sentence and their turkish translations:

- Is anyone fluent in Latin?
- Is anybody fluent in Latin?

Kimse akıcı Latince konuşuyor mu?

He speaks fluent English.

O, akıcı bir İngilizce konuşur.

He's fluent in Japanese.

O, Japoncada akıcıdır.

You speak fluent English.

Sen akıcı İngilizce konuşuyorsun.

Tom speaks fluent French.

Tom akıcı Fransızca konuşur.

He speaks fluent Japanese.

Akıcı Japonca konuşur.

I became fluent in medicalese,

Tıp dilinde akıcı konuşmaya başladım,

He is fluent in English.

O, İngilizcede akıcıdır.

Her French is not fluent.

Onun Fransızcası akıcı değil.

He is fluent in Chinese.

O Çincede akıcıdır.

Tom was fluent in French.

Tom Fransızcada akıcıydı.

Are you fluent in French?

Fransızcada akıcı mısın?

She was fluent in French.

O, Fransızcada akıcıydı.

You're fluent in French, right?

Fransızcada akıcısın, değil mi?

Aren't you fluent in French?

Fransızcada akıcı değil misin?

I'm fairly fluent in French.

Fransızcada oldukça akıcıyım.

I'm not fluent in Cat.

Kediceyi akıcı olarak bilmiyorum.

To become fluent in any language.

gerekenden çok daha az bir süre.

I heard him speak fluent English.

Onun akıcı İngilizce konuştuğunu duydum.

Tom is a fluent French speaker.

Tom akıcı bir fransızca konuşuru.

I can't speak fluent Indonesian yet.

Endonezce'yi henüz akıcı konuşamıyorum.

Tom is fluent in three languages.

Tom üç dilde akıcı.

Mary is fluent in five languages.

Mary beş dilde akıcıdır.

Tom is quite fluent in French.

Tom Fransızcada oldukça akıcı.

Tom still isn't fluent in French.

Tom hâlâ Fransızca'da akıcı değil.

- I wish I were fluent in all languages.
- If only I were fluent in all languages.

Keşke bütün dillerde akıcı olsaydım.

Tom is a fluent speaker of Japanese.

Tom Japoncayı akıcı olarak konuşur.

She is a fluent speaker of English.

İngilizcesi şakır şakırdır.

Tom is a fluent speaker of French.

Tom akıcı bir Fransızca konuşmacısı.

She is fluent in English and French.

İngilizce ve Fransızcada akıcıdır.

I want to be fluent in French.

Fransızcada akıcı olmak istiyorum.

I consider myself fairly fluent in French.

Ben kendimi Fransızcada oldukça akıcı düşünüyorum.

Tom isn't a fluent speaker of French.

Tom Fransızcayı akıcı olarak konuşan biri değildir.

I want to be fluent in English.

İngilizcede akıcı olmak istiyorum.

Help me become fluent in your language.

Senin dilinde akıcı olmama yardım et.

I'm still not very fluent in French.

Fransızca'da hâlâ çok akıcı değilim.

Tom became fluent in French fairly quickly.

Tom oldukça hızlı şekilde Fransızcada akıcı oldu.

Tom became fluent in French very quickly.

Tom çok hızlı bir şekilde Fransızca'da akıcı oldu.

Tom asked for directions in fluent Chinese.

Tom akıcı Çinceyle yön sordu.

Tom is fluent in French and English.

Tom, Fransızca ve İngilizcede akıcı.

- After two years, she was already fluent in German.
- After two years, she already spoke fluent German.

İki yıl sonra, o çoktan akıcı Almanca konuşuyordu.

You're fluent in the language of reading images.

Bu görselleri anlama dilini çok iyi konuşuyorsunuz.

The linguist is fluent in several Chinese dialects.

Dilbilimci birkaç Çin lehçesinde akıcıdır.

If he's fluent in English, I'll hire him.

Eğer o, İngilizcede akıcı ise, onu çalıştıracağım.

My dream is to be fluent in Chinese.

Hayalim, Çincede akıcı olmaktır.

I eventually want to be fluent in German.

Sonunda Almancada akıcı olmak istiyorum.

- You speak fluent English.
- You speak English fluently.

Sen akıcı bir şekilde İngilizce konuşursun.

Tom is fluent in French, English and German.

Tom Fransızca, İngilizce ve Almanca'da akıcıdır.

I wasn't very fluent in French back then.

O zamanlar Fransızcada çok akıcı değildim.

- Marie speaks German fluently
- Marie speaks fluent German.

Marie, akıcı bir Almanca konuşur.

Do you consider yourself a fluent French speaker?

Kendini akıcı bir Fransızca konuşmacı olarak düşünüyor musun?

Tom wants to learn to speak fluent German.

Tom Almancayı akıcı konuşmayı öğrenmek istiyor.

Tom wants to learn to speak fluent French.

Tom akıcı Fransızca konuşmayı öğrenmek istiyor.

No fluent Esperantist would say it that way.

Akıcı bir Esperantist bunu o biçimde söylemezdi.

You can't become fluent if you don't practice.

Uygulama yapmazsan akıcı olamazsın.

I eventually want to be fluent in French.

Sonunda Fransızcada akıcı olmak istiyorum.

My dream is to be fluent in Berber.

Hayalim Berberîceyi akıcı konuşabilmektir.

I wish I were fluent in all languages.

Keşke bütün dillerde akıcı olsaydım.

And it wasn't fluent; it was a bit stunted,

Akıcı değildi, biraz da yetersizdi

But by then I was fluent in Spanish already,

Fakat o zamanlar İspanyolca'da gayet akıcıydım.

- Tom speaks French fluently.
- Tom is fluent in French.

- Tom Fransızcada akıcıdır.
- Tom Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşuyor.

- He is fluent in French.
- He speaks French fluently.

O, Fransızcada akıcıdır.

- He speaks English fluently.
- He is fluent in English.

O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.

You'll all be speaking fluent French within a year.

Bir yıl içinde hepiniz akıcı Fransızca konuşacaksınız.

At the end of three years, I became fluent.

Üç yılın sonunda akıcı hale geldim.

How many languages do you consider yourself fluent in?

Akıcı olarak konuşabildiğini düşündüğün kaç dil var?

I'll have you all speaking fluent English within a year.

Bir yıl içinde hepinizi akıcı İngilizce konuşturacağım.

Melissa became fluent in Portuguese in less than two years.

Melissa iki yıldan daha az bir sürede Portekizcede akıcı oldu.

Mary speaks perfect French. She speaks fluent German as well.

Mary mükemmel bir Fransızca biliyor. Ayrıca akıcı Almanca da biliyor.

But some people are extremely fluent in the language of equity,

Ama bazı insanlar eşitlik hakkında çok iyi konuşabiliyorken

Although she grew up in Japan, she still speaks fluent English.

Japonya'da büyümüş olmasına rağmen İngilizce'yi akıcı bir şekilde konuşuyor.

You have to be able to be fluent in a key.

Bir anahtarda akıcı olmanız gerekiyor.

"You speak French well." "I'm not as fluent as you are."

"İyi Fransızca biliyorsun" "Senin kadar akıcı değilim."

You can't become fluent if you don't speak it with someone.

Onu birisiyle konuşmazsan akıcı olamazsın.

You will be able to speak fluent English in another few months.

Birkaç ay içerisinde İngilizceyi akıcı olarak konuşabileceksin.

I'm going to be fluent in Spanish in two months, I swear!

Yemin ediyorum ki iki ay içinde İspanyolcada akıcı olacağım!

He speaks passable French, but he is clearly more fluent in German.

O, geçerli Fransızca konuşuyor ama o anlaşılır biçimde Almancada daha akıcı.

He speaks fluent Russian, or at least that's what he told me.

O akıcı Rusça konuşuyor ya da en azından onun bana söylediği buydu.

I've been studying French for a long time, but I'm not fluent.

Uzun zamandır Fransızca öğreniyorum, ama akıcı değilim.

And by the end of that summer, I was fully fluent in French.

ve o yazın sonuna geldiğimde Fransızcada tamamen akıcıydım.

Tom became fairly fluent in French after about three years of intense study.

Yaklaşık üç yıl süren yoğun çalışmadan sonra Tom Fransızcada çok akıcı oldu.

I've been studying French for a long time, but I'm not yet fluent.

Uzun süredir Fransızca öğreniyorum ama henüz akıcı değilim.

- I'd like to speak French fluently.
- I'd like to be fluent in French.

Fransızcada akıcı olmak istiyorum.

How many years did it take you before you were fluent in French?

Fransızcada akıcı olmadan önce kaç yılını aldı?

Tom got fairly fluent in French after about three years of intense study.

Tom üç yıllık yoğun çalışmanın ardından oldukça akıcı Fransızcaya ulaştı.

- He is a fluent speaker of our language.
- She speaks our language fluently.

Dilimizi akıcı biçimde konuşuyor.

If you want to be fluent in English, you've got to keep at it.

İngilizcede akıcı olmak istiyorsan, onun üzerinde durmalısın.

If I watch a thousand movies in English, will I become fluent in it?

Eğer binlerce filmi İngilizce izlersem, ben onda akıcı olacak mıyım?

How long should I live in England in order to become fluent in English?

İngilizcede akıcı olmak için ne kadar süre İngiltere'de yaşamalıyım?

The teacher claimed that he'd have us all speaking fluent French in three months.

Öğretmen üç ay içinde hepimizi akıcı Fransızca konuşturacağını iddia etti.

I know bits and pieces of many foreign languages, but am fluent in none.

Birçok yabancı dilden az biraz anlarım, ama hiçbirinde akıcı değilim.

Is it necessary to live in a French-speaking country to become fluent in French?

Fransızcada akıcı olmak için Fransızca konuşan bir ülkede yaşamak gerekli midir?

Is it necessary to live in an English-speaking country in order to become fluent in English?

İngilizce'de akıcı olmak için İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamak gerekli midir?

It is difficult to be fluent in a language when one has no opportunities to speak it.

Birinin onu konuşma fırsatı olmadığında bir dilde akıcı olması zordur.

- In addition to English, Mr. Nakajima can speak German fluently.
- Mr Nakajima can, as well as English, speak fluent German.

Bay Nakajima, İngilizcenin yanı sıra, akıcı Almanca konuşabilir.