Translation of "Productive" in Turkish

productive economy.

üretken ekonomi.

You're productive.

Sen verimlisin.

Tom was productive.

Tom üretkendi.

Are you productive?

Sen üretken misin?

Tom is productive.

Tom verimli.

It wasn't productive.

Verimli değildi.

You're not all that productive!

Hepiniz o kadar üretken değilsiniz!

Tom is productive, isn't he?

Tom üretken, değil mi?

Name-calling is never productive.

İsim takarak insanları küçümsemeye çalışmak hiç verimli değildir.

Tom has been very productive.

Tom çok üretkendi.

Skilled, healthy and productive human beings.

Yetenekli, sağlıklı ve üretken insanlar.

You are really very productive today.

Bugün gerçekten çok üretkensin.

I hope you had a productive day.

Umarım üretken bir gün geçirdiniz.

Flexible work hours make employees more productive.

Esnek çalışma saatleri, çalışanları üretkenleştirir.

Productive thinking and creativity are unthinkable without imagination.

Üretken düşünce ve yaratıcılık; hayal gücü olmadan düşünülemez.

This factory's productive capacity is 250 cars a week.

Bu fabrikanın üretim kapasitesi haftada 250 araçtır.

Software is written to help people be more productive.

Yazılım, insanların daha üretken olmasına yardımcı olmak için yazılmıştır.

We are more productive and fulfilled when we follow them.

Onları takip ettiğimizde daha fazla üretken ve başarılı oluyoruz.

- Tobacco smoke is productive of cancer.
- Tobacco smoke causes cancer.

Tütün dumanı kanser yapıcıdır.

It would be counter-productive to do such a thing.

Böyle bir şey yapmak zarar verici olurdu.

On one hand, European Agriculture is already more productive than elsewhere.

Bir yandan, Avrupa Tarımı zaten heryerden daha üretici.

The year you spent in Germany was very productive for you.

Almanya'da geçirdiğin yıl senin için çok verimliydi.

You choose if you're going to be more productive and less stressed.

daha üretken ve daha az gergin olup olamayacağınızı seçiyorsunuz.

You should spend less time complaining and more time doing something productive.

Şikâyet ederek daha az üretken bir şey yaparak daha fazla zaman harcamalısın.

The author is seventy but he's no less productive than he was twenty years ago.

Yazar yetmiş yaşında ama o yirmi yıl önce olduğundan daha az üretken değil.

And if you wanna buy a milking machine that is going to make you more productive…

Ve eğer sağma makinası almak istiyorsanız ki bu sizi daha üretken yapacak...