Examples of using "Dislike" in a sentence and their turkish translations:
Ben yumurta sevmem.
Ben kahve sevmem.
- Tom'dan hoşlanmam.
- Ben Tom'dan hoşlanmıyorum.
Ev ödevinden hoşlanmıyorum.
Beklemekten hoşlanmıyorum.
Okumaktan hoşlanmıyorum.
Yüzmeyi sevmiyorum.
Soğuk havayı sevmem.
Ben büyük şehirleri sevmem.
Onların hepsini sevmiyorum.
Kediler ıslak olmaktan hoşlanmazlar.
Bazı çocuklar okulu sevmez.
Onu yapmaktan hoşlanmıyorum.
Bu işten hoşlanmıyorum.
Onu ne seviyorum ne de sevmiyorum.
sevimsiz bulmaya başlıyorum.
Onun düşmanca tutumunu sevmiyorum.
Onun fotoğrafını görmekten nefret ediyorum.
Onlar neden Tom'u sevmediler?
Okumayı sevmiyor gibi görünüyorsun.
Neden onlardan hoşlanmadın?
Neden senden hoşlanmadılar?
Onlar neden onu sevmedi?
Onlar ondan neden hoşlanmıyorlar?
Sağcılar çoğunlukla düzenleyici mevzuatı sevmezler.
Tom Mary'yi sevmediği için geldi.
Onların beni sevmediğini sanmıyorum.
Öğrencilerin çoğunluğu tarih sevmiyor.
Genellikle genç insanlar formaliteden hoşlanmazlar.
Biz şiddetten nefret ederiz.
Kızın neden şekerleri sevmiyor?
Anlamadığın şeyden nefret etme!
Sen gerçekten ıspanaktan hoşlanmıyor gibi görünüyorsun.
Onlar gerçekten ıspanak sevmiyor gibi görünüyor.
Ona hiç antipati duymuyorum.
Kedileri sevmememin nedeni budur.
Kahveden nefret ederim.
Neyi sever, neyden nefret edersin?
Boston hakkında neleri sevmiyorsun?
Onun böceklere karşı güçlü bir antipatisi var.
Ben eğitimi sevmiyorum.
Ona saygı duymayı bırak, ondan hoşlanmıyorum.
Şiddetten hoşlanmayız.
Ondan neden hoşlanmadığını açıklayabilir misin?
Ben kahve sevmem.
Neden Tom'dan bu kadar hoşlanmıyorsun?
Birçok üniversite fakültesi üniversite başkanından hoşlanmaz.
Tom'u sevmiyorum.
Yüzmeyi sevmiyorum.
- Taktığın kravatı sevmiyorum.
- Taktığın kravatı beğenmiyorum.
Tom hoşlanmaması kolay bir adamdır.
Çok güzel sayıda dislike aldık
Niçin onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorsun?
Böylesine gürültülü bir yerde yaşamaktan nefret ediyorum.
Doğrusu ondan hoşlanmıyorum.
Ben başkanın taklidini yapamam. Bundan hoşlanmıyorum.
Tom onu sevmiyordu.
Kahve sevmiyorum.
Bazı insanlar geleneksel yeni yıl töreninden hoşlanmazlar.
Birçok sağır insan "özürlü" olarak düşünülmekten hoşlanmazlar.
Bazı insanlar yılana benzedikleri için yılan balıklarını sevmiyorlar.
Ben büyük şehirleri sevmem.
Ben yalnız olmaktan hoşlanmam.
Domatesi sevmene rağmen domates suyunu sevmiyorsun, değil mi?
Biz şiddet sevmeyiz.
Zalim olduğundan dolayı ondan hoşlanmıyorum.
- Chris'i sevmiyorum çünkü o çok kaba ve duyarsız.
- Çok kaba ve duyarsız olduğu için Chris'ten hoşlanmıyorum.
Soru soran öğrencileri sevmeyen öğretmenleri sevmiyorum.
Benim ondan nefret etmem için geçerli bir nedenim yok.
Ondan hoşlanmamak için Tom'u henüz yeterince iyi tanımıyorum
''sevmediğimiz birisiyle birlikte çalışmamız gerektiğinde,''
Ben onların hepsini sevmiyorum.
İnsanların dedikoduyu sevmediği tek zaman dedikoduda onlardan bahsedildiği zamandır.
Kahve sevmiyorum.
Havaalanında gümrüklerden geçmekten hoşlanmam çünkü çok uzun sürüyor.
Aslında, ben onu sevmiyorum.
İşin hakkında neyi sevmiyorsun?
Ben yalnız olmaktan hoşlanmam.
Para verme fikrinden hoşlanmayan insanlar için, bir hediye sertifikası iyi bir fikirdir.
Hoşlanmadığım tüm erkeklerden, kocam kesinlikle tercih ettiğimdir.
Onu sevmemeye başlıyorum.
Kahve sevmiyorum.
Kediler ıslanmayı sevmezler.
Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.
Onun içinde bulunduğu evi sevmiyorum.