Examples of using "Crowbar" in a sentence and their turkish translations:
Bir levyeye ihtiyacım var.
Tom bir levye ile öldürüldü.
Tom Mary'ye bir levye ile vurdu.
Tom levye ile döşeme tahtalarını parçaladı.
Alet kutunda bir levyen var mı?
Tom bir levyeyle kapıyı zorlayıp açtı.
Tom bir silah olarak kullanmak için bir levye aldı.
Tom kutuyu bir levye ile açmaya çalıştı.
Tom saldırganın kafasını vurmak niyetiyle kazayağı kaldırdı.
Galiba o sandığı açmak için levyeye ihtiyacın olacak.
Tom'un kafasına bir levye demiriyle veya benzer bir şeyle vuruldu.
Tom levye ile çiviyi tahtadan çıkardı.
Tom levyeyle sandığı açtı ve bir dinamit lokumu çıkardı.
Tom çekmeceyi bir levye ile kaldırarak açmaya çalışarak on beş dakika harcadı fakat onu açamadı.