Examples of using "Countryside" in a sentence and their turkish translations:
Kırsal bölge güzeldir.
Ben kırsaldayım.
Sen kırsaldasın.
Kırsalda birçok ağaç vardır.
O kırsal bir yerde tek başına yaşadı.
Kırsal bölgede hiç eğlence yoktur.
Kalın bir sis kırları kapladı.
Kırsal bölgeyi görmek istiyorum.
Savaş sırasında, onlar kırsal kesimde yaşadılar.
Kırsal İlkbaharda güzeldir.
Kırsal bölge şehirden daha sessizdir.
Her yaz kırsala giderim.
Kırsala taşınmak istiyorum.
Kırsala taşınmak istiyorum.
- Savaş sırasında köyde yaşadılar.
- Savaş sırasında kırsalda yaşadılar.
Kırsal bölgede çok ağaç var.
Birçok ağaç kırsal kesimde yetişir.
Biz bütün kırsal bölge için alay konusuyduk.
Gelecekte kırsal kesimi ziyaret etmemiz gerekir.
Değişiklik olsun diye kırsal alana gidelim mi?
Kırsal alana zarar verdiler, yollarında her şeyi bozuyorlardı..
Şehir heyecan verici, ama kırsal sıkıcı.
Taşrada sizi korumaya hazır yaşayacaklar ...
Yarın arabamla kırsal bölgeye gidiyorum.
Amcam beni kırsalda gezmeye götürdü.
Kırsalda yürüyüşe gitmek istiyorum.
Tom ve Mary kırlarda uzun bir yürüyüş yaptılar.
Kent çok kirli; kırsal çok sıkıcı.
Kırsal bölgedeki yürüyüşte yorgun hissettiği için, o şekerleme yaptı.
İspanya'nın çıkıntılı arazisinin çoğu Gerillaların kontrolündeydi
Bana kırsalda yaşamak istemenin nedenini söyle.
Her yaz kırsala giderim.
Siyah alaca sığır sürüsü İngiliz kırsalında bir tarlada otlar.
Kırsal alanda yaşamak için gittikten sonra onun sağlığı gitgide daha iyi oldu.
Kırsaldan gelen insanlar hakkında kötü konuşmayalım. Onlar olmadan Paris'te yaşayamadık.
Bence kırsalda şehirde olduğundan daha fazla koca yürekli insan var.
Ben kırsal alanda yaşamayı şehirde yaşamaya tercih ederim.