Examples of using "Cord" in a sentence and their turkish translations:
İpi yakaladı.
Bir uzatma kablosuna ihtiyacım var.
- Elektrik kablosu eksik.
- Elektrik kablosu kayıp.
göbek bağı üzerinde steril olmayan bir klemp var.
Bu uzatma kablosu çok kısa.
göbeklitepeyi yapan insanlar 2000 yıl
O, kordonu makineye bağladı.
Sami, Leyla'yı boğmak için bir kablo kullandı.
Babası kabloyu kesen kişiydi.
Güç kablosu prize takılı mı?
Gelişmekte olan bir embriyo, göbek kordonu yoluyla plasentaya bağlanır.
Merkezî sinir sistemi beyin, beyincik, omurilik soğanı ve omurilikten oluşur.
Sami, Leyla'nın boynuna bir kordon doladı ve onu ölümüne boğdu.
AC güç kablosunun fişine ıslak ellerle dokunmayın.
Bu uzatma kablosu bana tehlikeli gibi görüyor. Nereden yıprandığını görüyor musun?
Kordon sarkması, yaklaşık beş yüz gebelikte bir görülür ve acil durum olarak kabul edilir.
Mary ütüyü raftan indirdi, elektrik kablosunu açtı, fişini taktı ve ısı ayarını seçti.
Ütü soğuduktan sonra Mary elektrik kablosunu ütüye sardı, ütüyü tekrar rafa koydu, ütü masasını katladı ve onu yine dolaba kaldırdı.