Examples of using "Convincing " in a sentence and their turkish translations:
O oldukça inandırıcı.
Onu ikna etmek için iyi şanslar.
Onu ikna etmede iyi şanslar.
Bu ikna edici bir açıklama.
Tom çok inandırıcıydı.
Bu çok inandırıcı değildi.
Tom'u ikna etmek zordu.
- O ikna edici geliyor mu?
- O inandırıcı geliyor mu?
Tom'un açıklaması inandırıcı geldi.
O çok ikna edici değil.
Bunun inandırıcı olduğunu sanmıyorum.
Çok inandırıcı görünmüyor.
O çok ikna edici bir iddia.
İkna etmeye ihtiyacı olan Tom'dur.
Bu oldukça ikna edici şey.
Biraz iknaya ihtiyacım olabilir.
Tom oldukça ikna edici olabilir.
Tom'un herhangi bir iknaya ihtiyacı yoktu.
Bu çok ikna edici görünmüyor.
Tom, görünen o ki çok ikna ediciydi.
Tom'u ikna etmek zor olacak.
Tom kimseyi ikna edemediğini fark etti.
Bu ikna edici bir argüman değil.
O çok inandırıcı değildi, değil mi?
O inandırıcıydı.
Tom çok inandırıcıydı, değil mi?
Bence yeterince ikna edici değildin.
Tom'u gelmeye ikna etme sorunum vardı.
Tom'u yardım etmeye ikna etme sorunum vardı.
Belki söylediğin sözler inandırıcı.
Belki o bir uçtan bir uca inandırıcı bir fikirdi.
Tom'u gitmemeye ikna etme sorunum vardı.
Tom çok ikna ediciydi.
Nihayet belki o inandırıcı bir tartışmaydı.
Tom Mary'yi kendisine yardımcı olmaya ikna etmekte zorlandı.
Tom, Mary'yi işinden ayrılmaya ikna etmekte zorluk yaşadı.
Belki verdiğiniz tavsiye inandırıcı ve eksiksiz.
Tom'u doğru şeyi yapması için ikna etmek zordu.
Tom oldukça ikna edici olabilir.
Sigara içmekle ilgili tehlikeler hakkında onu ikna etmede güçlük çektim.
Tom, Mary'yi ikna etmede sorun yaşıyor gibi görünmüyordu.
Tom'u Mary'ye yardım etmeye ikna etmekle ilgili herhangi bir sorunun mu vardı?
Tom işini bırakması gerektiği konusunda Mary'yi ikna etmekte zorluk yaşadı.
Sanırım yarın bize yardım etmesi için Tom'u ikna etmede başarılı oldum.
Tom onunla dansa gitmesi için Mary'yi ikna etmede zorluk yaşadı.
Tom, Mary'yi onunla çıkmaya ikna etmekte zorlanıyor gibi görünmüyordu.
gerçekten, Çin'in artık onu inkar edemeyeceği konusunda