Examples of using "Closet" in a sentence and their turkish translations:
O, dolabını temizliyor.
O tuvalette.
Dolapta ne var?
Tom dolabı açtı.
Bu dolapta ne var?
Dolapta.
Dolaba saklan.
O dolapta ne var?
Dolabı açtım.
Dolabında ne var?
Tom dolabı açtı.
Tom dolaba saklandı.
Tom dolabı açtı.
Tom dolaba saklandı.
- Tom heteroseksüel gibi davranan bir homoseksüel.
- Tom eşcinselliğini gizliyor.
- Tom gizli homo.
O, dolapta saklanıyor.
O, dolapta gizleniyor.
Onlar dolapta saklanıyor.
Dolaba bakalım.
Bu dolapta bir şey yok.
Tom dolabın içini aradı.
Ben sadece dolabımı düzenledim.
Lütfen bu dolabı temizle.
Dolap kapısı açılmayacak.
Dolap kapısı sıkıştı.
- Dolabıma bakma.
- Dolabıma bakmayın.
Bu Tom'un dolabıydı.
Ben dolabımı temizliyorum.
O, dolabını temizliyor.
Onu dolaba koy.
Dolaba saklandım.
Sami dolaba baktı.
Tom gizli ateist.
En yakın seyahat acentesi nerede?
Sadece benim dolabımdan uzak dur.
Bunu dolaba koyalım.
Dolapta saklanan biri var.
Tom dolabını temizliyor.
Tom dolapta saklanıyor.
Yeterli dolap alanım yok.
Tom dolabın kapısını çarparak kapattı.
Dolapta başka ne var?
Odamın büyük bir dolabı var?
Süpürgeyi dolaba koy.
Tom Mary'yi bir dolaba kitledi.
Gerçekten dolabı kapalı tutarım.
Benim dolap alanı tükeniyor.
Tom yatak odası dolabını temizledi.
Dolabımda bir canavar var.
Tom kendini dolaba kilitledi.
Tom, Mary'yi dolaba itti.
Tom dün dolabını temizledi.
Kendimi dolabta sakladım.
Odanızda bir dolap var mı?
Sami'nin dolabında iskeletler vardı.
Takım elbisenizi dolaba asın.
Sami dolapta bulundu.
Tom gömme dolabın kapısını açık bıraktı.
Bu utanç verici bir sır.
Onu salon dolabında tutalım.
Tom kız kardeşini dolaba kilitledi.
Lütfen eşyalarını dolaba koy.
Dolapta hâlâ biraz yer var.
Küçük kız dolaba saklandı.
Tom ceketini gömme dolaba astı.
Tom Mary'yi dolapta saklanırken buldu.
Dolabında neyin var?
Tom dolap kapısını açamadı.
Tom'un dolabında bulduğum şeye bak.
Ceketimi dolaba astım.
Sami, Leyla'nın cesedini dolaba çekti.
Sami dolabın içinde çıplak bulundu.
Tom gitarını dolabında tutar.
Kutular birden dolaptan düşüverdi.
Hırsız çocuğu dolaba kapattı.
Lütfen faraşı süpürge dolabına koy.
Tom'un dolap için bir anahtarı yok.
Tom dolap kapısını kapattı ve onu kilitledi.
Mary iş yerinde eşcinsel olduğunu itiraf etti.
Senin dolabındaki tüm iskeletleri biliyorum.
Sanırım dolapta ne olduğunu biliyorsun.
Tom bir şey arayarak dolabını karıştırdı.
Tom tuvalet ışık zincirini çekti.
Tom dolaptan bavulunu çıkardı.
Ceketimi salondaki dolaba astım.
Tom ceketini dolaba astı.
O dolapta ne var?
Tom klozetteydi, Mary'den saklanıyordu.
Andy gömleğini dolaba astı.
Her ailenin utanılacak bir sırrı vardır.
Tom hol dolabına ceketini astı.
Tom'un yatak odasında büyük bir dolabı var.
Tom'un odasında büyük bir dolabı var.
Tom elektrikli süpürgeyi dolaba koydu.
Sami dolap kapısını açtı ve Leyla'yı buldu.
Tom dolapta saklanıyor, değil mi?
- Tom'un dolabı ihtiyacı olmadığı şeylerle dolu.
- Tom'un dolabı ihtiyaç duymadığı eşyalarla dolu.