Examples of using "Chew" in a sentence and their turkish translations:
- Sakız çiğniyorum.
- Sakız çiğnerim.
Yiyeceğinizi iyi çiğneyin.
Tütün çiğnemeyi severim.
Kediler bazen bitkileri çiğnerler.
Ağzın kapalıyken çiğne.
Çiğneme - yut şunu!
Ağzın açık çiğneme.
Köpek yavruları her şeyi çiğnemeyi severler.
Bu tarafta çiğneyebilir miyim?
Çiğnerken dişin ağrıyor mu?
Yiyeceklerinizi iyi çiğnemelisiniz.
Gıdanı iyice çiğne ve sonra yut.
Ben sakız çiğniyorum.
Hiçbir şey çiğneyemiyorum. Ben dişsizim.
Haplar yutulur, çiğnenmez.
Çiğnemek benim için zordur.
Yiyeceğini biraz daha çiğner misin, lütfen?
O, çiğneyebileceğinden daha fazlasını ısırdı.
Yemeğini iyi çiğnesen iyi olur.
Boyunu aşan işlere kalkıştın.
Tom çiğneyebileceğinden daha fazlasını ısırdı.
Çiğneyemem. Dişlerim yok.
Ben bilmiyordum, bu yüzden beni azarlama.
Çiğneyebileceğinden daha fazlasını ısırma.
Bir yemekten sonra sık sık bir mentollü sakız çiğnerim.
Tom çiğneyebileceğinden daha fazlasını ısırdı.
Yiyecekleri iyi çiğneyin, böylece o düzgün şekilde sindirilebilir.
İyi çiğneyemiyor çünkü şu anda diş ağrısı var.
Hapları yutmalısın, onları ağzında çiğnememelisin.
Yiyeceği yutmadan önce çiğnemek zorundasın.
Ben çiğnemede zorlanıyorum.
Ölüm yaklaştığında, yapabileceğiniz bütün şey yavaş yavaş tırnaklarınızı çiğnemektir.
Bunu bir süre çiğne ve ne düşündüğünü bana bildir.
- Boyunu aşan işlere kalkıştın.
- Çok ciddi bir sorunun var.
- Başın çok ciddi belada.