Examples of using "Tight" in a sentence and their turkish translations:
Sıkı tutun.
Sıkı tutun.
İyi uykular.
Sıkı tut.
Oldukça gerginiz.
Kımıldamadan oturalım.
Bana sıkı sarıl.
Tom'u sıkı tut.
Bu çok sıkı.
Sadece sabırlı ol.
İyi geceler,sıkı uyu, Sean.
Onlar gerçekten sıkılar.
Onun sıkı bir programı var.
Bu ayakkabılar çok sıkı.
iyice artık gerilmişti
İpi sıkı çekin.
Raketi sıkı tut.
Onlar biraz sıkı.
Merdiveni sıkı tutun.
Tom, Mary'yi sıkı tuttu.
O kesinlikle sıkı.
Lütfen sıkı tutun.
Aramız gerçekten çok iyiydi.
Sıkıca vidalayın.
Benim bütçem sıkı.
Güvenlik son derece sıkıydı.
Güvenlik çok sıkıydı.
Halatı sıkıca tutun.
Bu yaka çok sıkı.
Yüzük dar.
Bu çok mu sıkı?
Kapıyı sıkı kapat.
Benim ellerim sıkıdır.
Biraz sıkı.
Tom eli sıkı biridir.
Sıkı bir programımız var.
Benim sıkışık bir programım var.
Onun sıkı bir programı var.
Tom'un sıkı bir çalışma programı var.
Sıkı bir gemi işletiyorum.
Sıkı bir programdayım.
Bu sıkı olacak.
Benim mayom çok sıkı.
Sizin el sıkışmanız çok sıkı.
İyi geceler ve iyi uykular!
Para şu anda sıkı.
Biz gerçekten sıkı bir grubuz.
Bu ceket çok dar.
Biz sıkı bir bütçedeyiz.
Benim programım oldukça sıkı.
Ayakkabılarım çok sıkı.
Birbirlerini sıkı tuttular.
Grup son derece sıkıdır.
Pantolonun çok sıkı.
Bu ayakkabılar çok sıkıyor.
Sınırlı bir bütçeyle seyahat ediyoruz.
Bu kazak benim için çok dar.
ve iyice gergin bir şekilde kendinize çekin.
Otur oturduğun yerde.
Bu ay paraya sıkışığım.
Gitmesine izin vermeyin. Sıkı tutun.
Tom dar pantolon giymeyi sever.
Sadece kalkmadan oturmak zorunda olacağız.
Yerinden kalma. Hemen döneceğim.
Bugün sıkı bir programdayız.
Tom sıkı giysiler giymekten hoşlanır.
Beni çok sıkı tutuyorsun, Tom.
Çok sıkı bir programım var.
Sıkışık bir programda mısın?
Benim programım biraz sıkı.
Üst sırtın gerçekten sıkı.
Omuz kasların gerçekten sıkı.
- Bir davul kadar sıkıdır.
- Bir davul kadar gergindir.
Burası gittikçe daralıyor.
Burası gittikçe daralıyor.
Bu ayakkabılar çok dar. Acıtıyorlar.
Ben onu sıkı çalışma programıma katacağım.
Bu ayakkabılar giyilmeyecek kadar çok sıkı.
Bu hafta sonu sıkışık bir programım var.
Bugün oldukça sıkı bir programım var.
Mary'nin elbisesinin çok sıkı olduğunu düşünüyorum.
Biz burada çok sıkı bir programdayız.
Mary dar bir kırmızı elbise giyiyordu.
Tom, kendini zor bir durumda buldu.
Sıkı bir programdasın, değil mi?
İyi uykular.
Bu etek biraz fazla sıkı.
Satın aldığım pantolon çok dar.
Bu şapka benim için çok sıkıdır.
Ben kendimi zor durumda buldum.
Tom çok sıkı bir programda.
- Bu kemer bana küçük geliyor.
- Bu kemer beni sıkıyor.
- Bu ceket benim için çok dar.
- Bu ceket bana çok dar.
Burası gittikçe daralıyor.
Olabilecek en sıkı hâli bu.
fakat sıkı durun bunun asıl ilginç tarafı