Examples of using "Bowling" in a sentence and their turkish translations:
Bowlinge gidelim.
Bowlinge gidiyoruz.
- Bowling yapmayı severim.
- Bovlingden hoşlanırım.
- Bovlingi severim.
Bowling sever misiniz?
Bowling oynamaktan hoşlanır mısınız?
Tom dün bowling oynamaya gitmiş olmalı.
Bowling'e gitmek ister misin?
Seninle bovlinge gideceğim.
Belki bowlinge gitmemiz gerekir.
Neden bowlinge gitmiyoruz?
"Bovlingte iyi misin?" "Evet. Sanırım bowlingte oldukça iyiyim."
Gece, biz genellikle bowlinge gideriz.
Bowlinge gitmek istemiyorum.
Yakında bir ara bovlinge gidelim.
Bir bowling topun var mı?
Bowlinge gitmek ister misin?
Tom ve Mary birlikte bowlinge gittiler.
Tom'la bovlinge gitmek istiyorum.
Hâlâ Tom'la bowlinge gidiyor musun?
Sen genellikle kiminle bowlinge gidersin?
Hiç pazartesi günleri bowlinge gidiyor musun?
Bence Tom'un bowlinge gideceği uzak ihtimal
Bir yüzme havuzu ve bir bovling pisti var.
Tom, bowling hakkında hiçbir şey bilmiyor.
En son ne zaman bovlinge gittin?
Eğer istersen Tom'la bowling oynamaya gidebilirsin.
Tom'un bizimle bovlinge gitmek isteyebileceğini düşünüyorum.
Tom Mary'nin bowlinge gidememe nedenini bilmiyordu.
Tom haftada bir kez Mary ile bowlinge giderdi.
Tom'un masasının üstündeki rafta bir bovling kupası vardı.
Tom, Mary'nin John'la gerçekten bowling yapmayı planladığına inanmadığını söyledi.
Mary ve ben evliyken Tom ve Alice ile bowling oynamaya giderdik.