Translation of "Bowed" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Bowed" in a sentence and their turkish translations:

Tom bowed.

Tom başıyla selamladı.

I bowed.

Eğildim.

I bowed politely.

Ben kibarca selamladım.

Tom bowed politely.

Tom başıyla kibarca selamladı.

Nobody bowed to him.

- Kimse ona boyun eğmedi.
- Onun önünde kimse eğilmiyordu.

She bowed in thanks.

Başını eğerek teşekkür etti.

Tom bowed and withdrew.

Tom eğildi ve geri çekildi.

Tom bowed his head.

Tom başıyla selamladı.

He bowed his head.

O, başını eğdi.

She bowed deeply to me.

O beni içten selamladı.

He bowed to the Queen.

O, Kraliçe'ye reverans yaptı.

She bowed to me politely.

O kibarca bana selam verdi.

He bowed his head ashamedly.

Mahcup bir şekilde başını eğdi.

The boy bowed to me.

Çocuk bana selam verdi.

Tom bowed to his teacher.

Tom öğretmenini selamladı.

He bowed to his teacher.

O, başıyla öğretmenini selamladı.

Tom bowed to Mary politely.

Tom kibarca Mary'ye reverans yaptı.

Every child bowed to the teacher.

Her çocuk öğretmeni selamladı.

The students bowed to their teacher.

Öğrenciler öğretmenlerini selamladı.

Tom bowed his head in shame.

- Tom utançla başını eğdi.
- Tom utanarak başını eğdi.
- Tom utanç içinde başını eğdi.

Tom bowed his head and prayed.

Tom başını eğdi ve dua etti.

Mary bowed her head in shame.

Mary utançla başını eğdi.

Tom bowed respectfully to the old lady.

Tom yaşlı bir bayana saygıyla eğildi.

Tom took off his hat and bowed.

Tom şapkasını çıkardı ve başını eğerek selam verdi.

She always bowed when she greeted someone.

O birini selamladığında her zaman eğildi.

He always bowed when he greeted someone.

O birini selamladığında her zaman eğildi.

He bowed to me as he passed by.

O, geçerken beni başıyla selamladı.

Tom took off his hat and bowed politely.

Tom şapkasını çıkardı ve kibarca selamladı.

Tom bowed to me as he passed by.

Tom geçerken başını eğerek bana selam verdi.

The women bowed to each other so many times.

Kadınlar birçok defa başlarıyla birbirlerini selamladı.

He bowed to me as he left the room.

O, odadan ayrılırken başıyla beni selamladı.

Tom bowed to me as he left the room.

Tom odadan ayrılırken beni selamladı.

Tom took off his hat and bowed down to them.

- Tom şapkasını çıkardı ve onların önünde eğildi.
- Tom şapkasını çıkardı ve onlara boyun eğdi.
- Tom şapkasını çıkarıp eğilerek onları selamladı.

She bowed out of the race before it was too late.

O, çok geç olmadan önce yarıştan çekildi.