Translation of "Block" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Block" in a sentence and their turkish translations:

I need sun block.

Güneş kremine ihtiyacım var.

Don't block the driveway.

Özel araba yolunu bloke etme.

A New York City block,

bir modelimizi oluşturmak için

They live in our block.

Onlar bizim blokta yaşıyorlar.

I walked around the block.

Ben blok etrafında yürüdüm.

Sami couldn't block Layla's phone.

Sami, Leyla'nın telefonunu engelleyemedi.

Sami lives a block away.

Sami bir blok ötede oturuyor.

And I pedaled around the block.

ve etrafta pedal çevirdim.

So it's a basic simple block,

Bu aslında basit bir blok

Why are you trying to block?

neden engellemeye çalışıyorsunuz?

Do not block any ventilation openings.

Hiçbir havalandırma deliğini kapatmayın.

Your car is a block away.

Senin araban bir blok uzaklıkta.

The police established a road block.

Polis bir yol bloğu kurdu.

Tom has been around the block.

- Tom görmüş geçirmiş biri.
- Tom çok tecrübeli biri.

Get it around this block. Helmet on.

Şu bloğun çevresine. Kaskımızı takalım.

But more experienced males block his way.

Fakat daha tecrübeli erkekler yolunu kesiyor.

Tom lives a block away from us.

Tom bizden bir blok ötede yaşıyor.

Tom is a block away from you.

Tom senden bir blok ötede.

How do you deal with writer's block?

Yazarın engellemesiyle nasıl başa çıkıyorsunuz?

Either, go around this big block of rock...

Bu büyük kayanın çevresine dolayabilirim.

Worker is the building block of a country

işçi bir memleketin yapı taşıdır

It does not block all harmful sun rays.

zararlı güneş ışınlarının hepsini de engellemiyor yani.

Everyone in the apartment block shares a kitchen.

Apartmandaki herkes bir mutfağı paylaşır.

Sami lives about a block away from here.

- Sami buradan yaklaşık bir blok uzakta yaşıyor.
- Sami buradan yaklaşık bir blok ötede yaşıyor.

Some friends like to cock-block each other.

Bazı arkadaşlar birbirlerinin karşı cinsle yakınlaşmalarını sabote etmeyi sever.

It's this enzyme that we are attempting to block.

Önlemeye çalıştığımız enzim işte bu enzim.

My parents were able to erect a block apartment

ebeveynlerim apartman inşa edip beni ve kardeşlerimi

Have you met the new family on the block?

Bloktaki yeni aileyle tanıştınız mı?

I grew up on the same block as Tom.

Tom'la aynı blokta büyüdük.

Tom walked around the block in his ugg boots.

Tom ugg botlarıyla blok etrafında yürüdü.

He broke up the concrete block with a hammer.

O, çekiçle beton bloğu kırdı.

All the buildings on this block will be demolished.

Bu bloktaki tüm binalar yıkılacak.

The statue was carved from a block of cherry wood.

Heykel bir blok kiraz ağacından oyuldu.

Every author suffers from writer's block from time to time.

Her yazar zaman zaman yazarın bloğundan muzdarip olur.

She lives a block away and her name is Susan.

O, bir blok ötede yaşıyor ve onun adı Susan.

Tom circled the block looking for a place to park.

Tom blokun etrafını dolaştı ve park etmek için bir yer buldu.

Just don't let it be a block between you and reality.

Sadece bunu siz ve gerçekliğin arasındaki bir engel yapmayın.

He quickly made friends with the new boy on the block.

O, bloktaki yeni bir çocukla çabucak arkadaş oldu.

We live in the block of flats just across the road.

Yolun hemen karşısındaki apartman dairelerde yaşıyoruz.

Most of the houses on this block were built in 2013.

Bu bloktaki evlerin çoğu 2013 yılında inşa edildi.

And at times that feels like a block between you and reality.

ve bazen gerçeklik ve kendin arasında bir blok oluyormuş gibi hissettiriyor.

Tom takes a quick jog around the block every morning before breakfast.

Tom her sabah kahvaltıdan önce blok etrafında hızlı bir koşu yapar.

The line was huge and stretched all the way around the block.

Sıra büyüktü ve blok etrafındaki bütün yolda uzanıyordu.

I can't read cursive, so could you write in block letters, please?

Bitişik yazıyı okuyamıyorum, dik yazıyla yazabilir misin lütfen?

I live on the top floor of a six storey apartment block.

Altı katlı bir apartmanın en üst katında yaşıyorum.

His body can block the pain from even the most lethal scorpion toxins.

Vücudu, en ölümcül akrep toksinlerinin yarattığı acıyı bile bloke edebilir.

At the same time if one stone block is placed every 4 minutes

aynı zamanda her 4 dakikada bir tane taş blok yerleştirilirse

When I bought this house, it was the largest house on the block.

Ben bu evi satın aldığımda, bloktaki en büyük evdi.

I put my fingers in my ears to block out the terrible sounds.

Ben korkunç sesleri engellemek için parmaklarımı kulaklarıma koydum.

And trying to block the person who went to the past and killed him

Ve geçmişe gidip onu öldüren kişiyi engellemeye çalışıyor

The new ‘Block II’ model had fireproof wiring and spacesuits made with non-flammable

Yeni 'Blok II' modelinde yanmaz kablolar ve yanmaz kumaştan yapılmış boşluklar vardı

Tom was able to park a half a block away from the concert hall.

Tom konser salonundan yarım blok öteye parkedebildi.

The minority party made a last-ditch effort to block passage of the bills.

Azınlık partisi, faturaların geçişini engellemek için son çabayı sarf etti.

But the Roman dictator stationed 4,000 legionaries on higher ground that would block the pass

Fakat Romalı diktatör Hannibal'ın çıkmayı hedeflediği geçidi kapatacak olan 4.000 lejyoneri...

I can't believe you live right here in Boston only a block from where I live.

Sadece yaşadığım yerden bir blok ötede Boston'da tam burada yaşadığına inanamıyorum.

We live in the block of flats just there on the other side of the street.

Caddenin diğer tarafındaki apartman dairelerinde yaşıyoruz.

Western studies have shown it could inhibit the growth of cancer and block pain more effectively than morphine.

Batıda yapılan çalışmalar, kanserin büyümesini önleyebileceğini ve morfinden daha etkili bir uyuşturucu olabileceğini göstermiştir.

We hold it and block it because we know it will burn when it goes to the teapot

O çaydanlığa gittiğinde yanacağını bildiğimiz için onu tutuyoruz ve engelliyoruz

Such a person will often go a block out of his way to avoid meeting a person of the opposite sex.

Böyle bir kişi karşı cinsinden biriyle karşılaşmaktan kaçınmak için çoğunlukla yolunun bir blok dışına gider.

That’s when the biggest boy on the block decided it was time to show his intruders the jungle door, and the chase was on.

Sonra mahallenin muhtarı, davetsiz misafirleri bölgesinden çıkarmaya karar verdi ve kovalama başladı.

He drew his water, which was excellent, from a very deep natural well, above which he had set up a very simple pulley block.

O, mükemmel olan çok derin doğal bir kuyudan suyunu çekti, bunun üzerine çok basit bir kasnak bloğu kurdu.

Just how well can masks block the, even smaller than pollen, yellow sand dust? I think it much more of a nuisance than pollen.

Maskeler polenlerden bile daha küçük sarı kum tozunu ne kadar iyi engelleyebilir ki?Sanırım o polenden oldukça daha fazla baş belasıdır.

Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.

Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.

A building with high ceilings and huge rooms may be less practical than the colorless block of offices that takes its place, but it often fits in well with its surroundings.

Yüksek tavanlı ve büyük odaları olan bir bina onun yerini alan renksiz ofis bloklarından daha az pratik olabilir, ama genellikle çevresi ile iyi uyum sağlar.

The eclipse type that occurs when the Moon is at its farthest distance from the Earth is an annular eclipse. The Moon then appears too small to completely block out the disk of the Sun.

Ay dünyadan en uzak mesafede olduğunda meydana gelen tutulma tipi halkalı güneş tutulmasıdır. Ay sonra güneş diskini tamamen engellemek için çok küçük görünür.