Translation of "Biology" in Turkish

0.054 sec.

Examples of using "Biology" in a sentence and their turkish translations:

- I never liked biology.
- I never liked Biology.

Ben biyolojiyi hiç sevmedim.

Tom studied biology.

Tom biyoloji okudu.

- He is clever at biology.
- He is good at biology.

O, biyolojide iyidir.

I never liked biology.

Ben biyolojiyi hiç sevmedim.

I've always hated biology.

Biyolojiden hep nefret etmişimdir.

I'm a biology student.

Ben bir biyoloji öğrencisiyim.

He studies biology very hard.

O, çok sıkı biyoloji çalışır.

I teach biology and French.

Ben biyoloji ve Fransızca öğretirim.

Biology includes many life sciences.

Biyoloji birçok yaşam bilimlerini içerir.

Biology isn't Tom's favorite subject.

Biyoloji Tom'un en sevdiği ders değil.

My favorite subject is biology.

En sevdiğim konu biyoloji.

Sometimes I don't understand biology.

Bazen biyolojiden anlamıyorum.

He's really interested in biology.

O, biyolojiye gerçekten ilgi duyuyor.

Tom is good at biology.

Tom biyolojide iyidir.

I'm going to study biology.

Ben biyoloji okuyacağım.

Tom is interested in biology.

Tom biyoloji ile ilgileniyor.

Tom is majoring in biology.

Tom biyolojide uzmanlaşıyor.

How was your biology exam?

Biyoloji sınavın nasıl geçti?

Would go well beyond reproductive biology.

üreme biyolojisinin ötesine geçerdi.

Tom is doing research in biology.

Tom biyolojide araştırma yapıyor.

Tom is very interested in biology.

- Tom biyoloji ile çok ilgileniyor.
- Tom biyoloji ile çok ilgilidir.

He cheated on the biology exam.

O biyoloji sınavında kopya çekti.

She has a degree in biology.

Onun biyolojide bir derecesi vardır.

Many people study biology in school.

Birçok insan okulda biyoloji eğitimi görür.

Tom plans to major in biology.

Tom biyoloji konusunda uzmanlaşmayı planlıyor.

The biology teacher is called Sonia.

Biyoloji öğretmenine Sonia deniliyor.

Tom has a degree in biology.

Tom, biyoloji alanında dereceye sahiptir.

I'm going to major in biology.

Ben biyolojide uzmanlaşacağım.

I have a degree in biology.

Biyoloji diplomam var.

Tom taught biology for thirty years.

Tom otuz yıl boyunca biyoloji dersi verdi.

- I have to study for a biology test.
- I have to revise for a biology test.

Biyoloji testi için çalışmak zorundayım.

I'm going to study biology and Spanish.

Ben biyoloji ve İspanyolca eğitimi alacağım.

We had an examination in biology yesterday.

Dün biyolojide bir sınava girdik.

He's a professor of biology at Harvard.

Harvard'ta bir biyoloji profesörüdür.

Tom is good at biology, isn't he?

Tom biyolojide iyidir, değil mi?

- I should have paid more attention in biology class.
- I should've paid more attention in biology class.

Biyoloji dersine daha fazla dikkat etmem gerekirdi.

One of the biggest mysteries in evolutionary biology

Evrimsel biyolojideki en büyük gizemlerden biri

He is working in the field of biology.

Biyoloji alanında çalışıyor.

I have always been very passionate about biology.

Biyoloji hakkında hep çok tutkulu oldum.

It's all grounded in the tenets of biology.

Tümü biyolojinin prensiplerine dayanmakta.

She teaches lessons in math, physics, and biology.

Matematik, fizik ve biyoloji dersleri veriyor.

This book is fundamental for an understanding of biology.

Bu çalışma, biyolojinin anlaşılması için temeldir.

You should have paid more attention in biology class.

Biyoloji dersine daha fazla dikkat etmen gerekirdi.

I should have paid more attention in biology class.

Biyoloji dersine daha fazla dikkat etmem gerekirdi.

And then you look at the potential for synthetic biology,

ve sonra sentetik biyolojinin potansiyeline bakacak olursan

Dan met a group of biology researchers at Princeton University.

Dan, Princeton Üniversitesi'nde bir grup biyoloji araştırmacısı ile bir araya geldi.

I don't think this is a good approach to biology.

Bunun biyolojiye iyi bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum.

By focusing on the molecular biology of happiness and joy,

moleküler biyolojisine odaklaşarak bir antidepresan geliştirdik

He dedicated himself to biology studies for almost ten years.

On yıldır kendini biyoloji çalışmalarına adadı.

I love physics and math, but not biology and geography.

Fizik ve matematiği seviyorum, biyoloji ve coğrafyayı sevmem.

Some people don't believe in love. They just believe in biology.

Bazı insanlar aşka inanmıyor. Onlar sadece biyolojiye inanıyor.

So am I talking about biology, or am I talking about geology?

Öyleyse biyoloji hakkında mı konuşuyorum yoksa jeoloji hakkında mı?

'Biology' is a Greek word that means 'the study of living organisms'.

"Biyoloji" Yunanca bir sözcük, anlamı "canlı organizmaların çalışması."

- According to what I heard, he went over to America to study biology.
- According to what I heard, he went over to the United States to study biology.

Duyduğuma göre, o biyoloji eğitimi görmek için Amerika Birleşik Devletlerine gitti.

In biology, the students learn the difference between the genotype and the phenotype.

Biyolojide öğrenciler genotip ve fenotip arasındaki farkı öğrenirler.

I expected to get an A in biology, but I only got a C.

Biyolojide A almayı umuyordum ama sadece C aldım.

It is not my purpose to investigate the impact of Emmet's theory on biology.

Amacım Emmet'in teorisinin biyolojiye olan etkisini araştırmak değildir.

Every student of biology, anatomy, anthropology, ethnology or psychology is familiar with these facts.

Her biyoloji, anatomi, antropoloji, etnoloji ya da psikoloji öğrencisi bu gerçeklere aşinadır.

Yuriko, a marine biology grad student, fell asleep inside a fish tank and awoke covered in octopuses and starfish.

Yuriko deniz biyolojisinden mezun bir öğrenci, bir balık tankının içinde uykuya daldı ve ahtapotlar ve deniz yıldızları ile kaplı olarak uyandı.