Translation of "Arrows" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Arrows" in a sentence and their turkish translations:

Swords, arrows, stones, clubs.

kılıç, ok, taş, kulüp.

Where are my arrows?

Oklarım nerede?

Koyomi bought a bow and arrows.

Koyomi bir yay ve oklar satın aldı.

They kept using the enemiesʼ arrows.

Onlar düşmanların oklarını kullanarak devam ettiler.

Arrows can't pierce the dragon's scales.

Oklar ejderhanın pullarını delemez.

- Ordinary arrows can't pierce the dragon's scales.
- The dragon's scales can't be pierced by ordinary arrows.

Sıradan oklar ejderhanın pullarını delemez.

The Indians fought with bows and arrows.

Kızılderililer yaylarla ve oklarla savaştılar.

Sudden volleys of Mamluk arrows opened the engagement.

Aniden gelen Memlük okları savaşı başlatmıştı.

A continuous rain of arrows did little against the thick armor,

Ağır konumdaki zırhlı desteğe ok yağmuru aralıksız ateş etti Birkaç engel vardı

And so all these little arrows there were their way of simulating --

Bütün bu küçük oklar, onların simülasyon yapma şekli,