Translation of "Aging" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Aging" in a sentence and their turkish translations:

She was aging quickly.

O, hızla yaşlanıyordu.

Aging doesn't cost anything.

Yaşlanma hiçbir şeye mal olmaz.

This country has an aging population.

Bu ülkenin yaşlanan bir nüfusu var.

Physical changes are directly related to aging.

Fiziksel değişiklikler doğrudan yaşlanmayla ilgilidir.

This anti-aging cream is very expensive.

Bu yaşlanma karşıtı krem çok pahalı.

That aging film star has had three facelifts.

O yaşlanan film yıldızı üç kez yüz gerdirme ameliyatı oldu.

An aging disease involving a mutation in the LMNA gene,

Progeria, LMNA geni mutasyonuyla

An aging population will require more spending on health care.

Yaşlanan bir nüfus sağlık üzerinde daha fazla harcama gerektirecektir.

Many moisturizing creams claim to have an anti-aging effect.

Birçok nemlendirici krem, anti-aging etkileri olduğunu iddia eder.

The young are paying the cost of an aging population.

Gençler yaşlanan nüfusun bedelini ödüyorlar.

Japan is trying to cope with the aging of its population.

Japonya nüfusunun yaşlanmasına karşı koymaya çalışıyor.

In order to compensate for the country's aging population, the government has decided to take steps to significantly increase birth and immigration rates.

Ülkenin yaşlanan nüfusunu telafi etmek için, hükümet doğum ve göç oranlarını önemli ölçüde artırmak için adımlar atmaya karar verdi.