Examples of using "1997" in a sentence and their turkish translations:
- Onlar buraya 1997 yılında geldiler.
- Onlar buraya 1997'de geldiler.
1997 yılında bir uzlaşmaya vardılar.
Leyla kariyerine 1997'de başladı.
Dan 1997'den beri bir psikiyatrist ile görüşüyor.
Hong Kong 1997'de Çin'e geri verildi.
Deep Blue, 1997 yılında satranç ustası Gary Kasparov'u yendi.
Deneyler, 1997'den beri yapılmaktadır.
Onlar 1997 mali yılı için bütçe üzerinde çalıştılar.
1997 de, Rahibe Teresa öldüğünde dünya yine şaşırmıştı.
Birçok ülke Kyoto, Japonya'da 1997 yılında antlaşma imzaladı.
Clyde Tombaugh 17 Ocak 1997 tarihinde doksan yaşında öldü.
1997 yılından beri küresel ısınma, daha önce tahmin edilenden iki kat daha hızlı daha meydana geldi.