Translation of "Reached" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Reached" in a sentence and their turkish translations:

- Mary reached into her bag.
- Mary reached for her purse.
- Mary reached into her tote bag.

Mary çantasına uzandı.

- Tom reached for the phone.
- Tom reached for the telephone.

Tom telefona uzandı.

- They have reached a deadlock.
- They have reached an impasse.

Onlar çözümsüzlüğe ulaştı.

The ships reached port.

Gemiler limana vardı.

I reached my goal.

Amacıma ulaştım.

You reached your goal.

Hedefine ulaştın.

She reached her goal.

O hedefine ulaştı.

We reached our goal.

Amacımıza ulaştık.

You couldn't be reached.

Sana ulaşılamadı.

He reached that shelf.

O şu rafa yetişti.

You've reached the bottom.

Sen dibe ulaştın.

Tom never reached Australia.

Tom Avustralya'ya asla varmadı.

They reached their destination.

Varış yerlerine ulaştılar.

A compromise was reached.

Bir uzlaşmaya varıldı.

Sami reached his goal.

- Sami hedefine ulaştı.
- Sami amacına ulaştı.

- I have reached my limits.
- I have reached the limits of my ability.
- I've reached the limits of my ability.

Ben yeteneğimin sınırlarına ulaştım.

The excitement reached its peak.

Heyecan doruk noktasına ulaştı.

She reached for the bag.

O, çantaya uzandı.

She finally reached the hotel.

O, sonunda otele vardı.

He reached for the dictionary.

O, sözlüğe uzandı.

He reached for the apple.

O, elmaya uzandı.

His patience reached its limit.

Onun sabrı sınırına ulaştı.

He reached for the book.

O, kitaba uzandı.

He reached for the pistol.

O, tabancaya uzandı.

Finally, he reached his goal.

Sonunda, o, amacına ulaştı.

At last, we reached California.

Sonunda, Kaliforniya'ya vardık.

Finally we reached a compromise.

Sonunda bir uzlaşmaya vardık.

Tom reached for his knife.

Tom bıçağına davrandı.

Mary reached into her bag.

Mary çantasına uzandı.

He reached the last level.

O, son seviyeye ulaştı.

Tom reached under his seat.

Tom koltuğunun altına uzandı.

A decision has been reached.

Bir karara varıldı.

Tom reached for the hammer.

Tom çekice uzandı.

Tom reached for the dictionary.

Tom sözlüğe uzandı.

We reached London at midnight.

Biz gece yarısı Londra'ya vardık.

He reached the blue sea.

O, mavi denize ulaştı.

I haven't reached any conclusions.

Ben herhangi bir sonuca ulaşmadım.

I have reached my limits.

Ben sınırlarıma ulaştım.

How can you be reached?

Nasıl ulaşılabiliyorsun?

Tom reached for his drink.

Tom içkisine uzandı.

We finally reached the lake.

Biz nihayet göle ulaştık.

Mary reached for her purse.

Mary çantasına uzandı.

Tom reached for a cookie.

Tom bir kurabiye için uzandı.

Tom reached for a pen.

Tom bir kalem için uzandı.

Tom reached for a towel.

Tom bir havluya uzandı.

Tom reached for another card.

Tom başka bir kart için uzandı.

Tom reached for his cane.

Tom bastonuna uzandı.

Tom reached for his glasses.

Tom gözlüğüne uzandı.

Tom reached for his gun.

- Tom silahına uzandı.
- Silahını almak için elini uzattı.
- Silahını almak üzere uzandı.
- Tom silahına sarıldı.

Tom reached for his phone.

Tom telefonuna uzandı.

Tom reached for his pistol.

Tom tabancasına uzandı.

Tom reached for his rifle.

Tom tüfeğine uzandı.

Tom reached for his sword.

Tom kılıcına uzandı.

Tom reached for his wallet.

Tom cüzdanına uzandı.

Tom reached for his weapon.

Tom silahına uzandı.

Tom reached for Mary's hand.

Tom, Mary'nin eline uzandı.

Tom reached for the bottle.

Tom şişeye uzandı.

Tom reached for the check.

Tom çek için uzandı.

Tom reached for the coffee.

Tom kahveye uzandı.

Tom reached for the door.

Tom kapıya ulaştı.

Tom reached for the knob.

Tom topuza uzandı.

Tom reached for the microphone.

Tom mikrofona uzandı.

Tom reached for the notepaper.

Tom not kağıdına uzandı.

Tom reached for the phone.

Tom telefona uzandı.

Tom reached into his bag.

Tom çantasına uzandı.

Tom reached into the box.

Tom kutuya uzandı.

We reached Boston after midnight.

Gece yarısından sonra Boston'a vardık.

Have you reached Tom yet?

Tom'a ulaştın mı?

Five runners reached the finals.

Beş koşucu finale ulaştı.

We have reached our destination.

Biz hedefimize ulaştık.

Have you reached a decision?

Bir karara vardın mı?

The water reached my knees.

Su dizlerime ulaştı.

We've finally reached the summit.

Biz nihayet zirveye ulaştık.

You have reached your destination.

- Hedefine ulaştın.
- Varmak istediğiniz yere ulaştınız.

Her request never reached me.

Onun isteği asla bana ulaşmadı.

Tom couldn't be reached yesterday.

Tom'a dün ulaşılamadı.

Eventually, we reached a compromise.

Sonunda bir uzlaşmaya vardık.

We haven't reached our goal.

Biz hedefimize ulaşmadık.

Federal negotiators reached a compromise.

Federal arabulucular uzlaşmaya vardılar.

He reached Kyoto on Saturday.

Cumartesi günü Kyoto'ya ulaştı.

Tom reached for his hat.

Tom şapkasına uzandı.

The verdict has been reached.

Karara varılmıştır.

Tom finally reached the hotel.

Tom sonunda otele ulaştı.

Sami's rage reached boiling point.

Sami'nin öfkesi kaynama noktasına ulaştı.

- She reached out for his hat.
- She reached out to take his hat.

Şapkasını almak için uzandı.

- I reached for and tapped his shoulder.
- I reached out and tapped him on the shoulder.
- I reached out and tapped his shoulder.

Ben ona ulaştım ve omzuna hafifçe vurdum.

We reached the end of it

yahu sonuna yetiştik böyle

The shipment has reached us safely.

Sevkiyat bize güvenli bir şekilde ulaştı.

Man reached the moon at last.

İnsanoğlu sonunda aya ulaştı.

He reached his goal at last.

Sonunda amacına ulaştı.

At last, we reached our destination.

Sonunda gideceğimiz yere vardık.

She reached out for my arm.

O benim koluma uzandı.

Their losses reached one million yen.

Onların kaybı bir milyon yene ulaştı.

He reached out for the book.

O, kitabı almak için uzandı.

He must have reached the station.

İstasyona varmış olmalı.

Bob reached the finish line first.

Bob bitiş çizgisine ilk önce ulaştı.

His debt reached a hundred dollars.

Onun borcu yüz dolara ulaştı.

I reached Nagoya early this morning.

Bu sabah Nagoya'ya erken vardım.