Examples of using "‘block" in a sentence and their turkish translations:
Güneş kremine ihtiyacım var.
Özel araba yolunu bloke etme.
bir modelimizi oluşturmak için
Onlar bizim blokta yaşıyorlar.
Ben blok etrafında yürüdüm.
Sami, Leyla'nın telefonunu engelleyemedi.
Sami bir blok ötede oturuyor.
ve etrafta pedal çevirdim.
Bu aslında basit bir blok
neden engellemeye çalışıyorsunuz?
Hiçbir havalandırma deliğini kapatmayın.
Senin araban bir blok uzaklıkta.
Polis bir yol bloğu kurdu.
- Tom görmüş geçirmiş biri.
- Tom çok tecrübeli biri.
Şu bloğun çevresine. Kaskımızı takalım.
Fakat daha tecrübeli erkekler yolunu kesiyor.
Tom bizden bir blok ötede yaşıyor.
Tom senden bir blok ötede.
Yazarın engellemesiyle nasıl başa çıkıyorsunuz?
Bu büyük kayanın çevresine dolayabilirim.
işçi bir memleketin yapı taşıdır
zararlı güneş ışınlarının hepsini de engellemiyor yani.
Apartmandaki herkes bir mutfağı paylaşır.
- Sami buradan yaklaşık bir blok uzakta yaşıyor.
- Sami buradan yaklaşık bir blok ötede yaşıyor.
Bazı arkadaşlar birbirlerinin karşı cinsle yakınlaşmalarını sabote etmeyi sever.
Önlemeye çalıştığımız enzim işte bu enzim.
ebeveynlerim apartman inşa edip beni ve kardeşlerimi
Bloktaki yeni aileyle tanıştınız mı?
Tom'la aynı blokta büyüdük.
Tom ugg botlarıyla blok etrafında yürüdü.
O, çekiçle beton bloğu kırdı.
Bu bloktaki tüm binalar yıkılacak.
Heykel bir blok kiraz ağacından oyuldu.
Her yazar zaman zaman yazarın bloğundan muzdarip olur.
O, bir blok ötede yaşıyor ve onun adı Susan.
Tom blokun etrafını dolaştı ve park etmek için bir yer buldu.
Sadece bunu siz ve gerçekliğin arasındaki bir engel yapmayın.
O, bloktaki yeni bir çocukla çabucak arkadaş oldu.
Yolun hemen karşısındaki apartman dairelerde yaşıyoruz.
Bu bloktaki evlerin çoğu 2013 yılında inşa edildi.
ve bazen gerçeklik ve kendin arasında bir blok oluyormuş gibi hissettiriyor.
Tom her sabah kahvaltıdan önce blok etrafında hızlı bir koşu yapar.
Sıra büyüktü ve blok etrafındaki bütün yolda uzanıyordu.
Bitişik yazıyı okuyamıyorum, dik yazıyla yazabilir misin lütfen?
Altı katlı bir apartmanın en üst katında yaşıyorum.
Vücudu, en ölümcül akrep toksinlerinin yarattığı acıyı bile bloke edebilir.
aynı zamanda her 4 dakikada bir tane taş blok yerleştirilirse
Ben bu evi satın aldığımda, bloktaki en büyük evdi.
Ben korkunç sesleri engellemek için parmaklarımı kulaklarıma koydum.
Ve geçmişe gidip onu öldüren kişiyi engellemeye çalışıyor
Yeni 'Blok II' modelinde yanmaz kablolar ve yanmaz kumaştan yapılmış boşluklar vardı
Tom konser salonundan yarım blok öteye parkedebildi.
Azınlık partisi, faturaların geçişini engellemek için son çabayı sarf etti.
Fakat Romalı diktatör Hannibal'ın çıkmayı hedeflediği geçidi kapatacak olan 4.000 lejyoneri...
Sadece yaşadığım yerden bir blok ötede Boston'da tam burada yaşadığına inanamıyorum.
Caddenin diğer tarafındaki apartman dairelerinde yaşıyoruz.
Batıda yapılan çalışmalar, kanserin büyümesini önleyebileceğini ve morfinden daha etkili bir uyuşturucu olabileceğini göstermiştir.
O çaydanlığa gittiğinde yanacağını bildiğimiz için onu tutuyoruz ve engelliyoruz
Böyle bir kişi karşı cinsinden biriyle karşılaşmaktan kaçınmak için çoğunlukla yolunun bir blok dışına gider.
Sonra mahallenin muhtarı, davetsiz misafirleri bölgesinden çıkarmaya karar verdi ve kovalama başladı.
O, mükemmel olan çok derin doğal bir kuyudan suyunu çekti, bunun üzerine çok basit bir kasnak bloğu kurdu.
Maskeler polenlerden bile daha küçük sarı kum tozunu ne kadar iyi engelleyebilir ki?Sanırım o polenden oldukça daha fazla baş belasıdır.
Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
Yüksek tavanlı ve büyük odaları olan bir bina onun yerini alan renksiz ofis bloklarından daha az pratik olabilir, ama genellikle çevresi ile iyi uyum sağlar.
Ay dünyadan en uzak mesafede olduğunda meydana gelen tutulma tipi halkalı güneş tutulmasıdır. Ay sonra güneş diskini tamamen engellemek için çok küçük görünür.