Translation of "‘97" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "‘97" in a sentence and their turkish translations:

Tom lived to be 97.

Tom 97 yaşına kadar yaşadı.

- Tom died when he was 97.
- Tom died at the age of 97.

- Tom 97 yaşındayken öldü.
- Tom 97 yaşında öldü.

Tom died when he was 97.

Tom 97 yaşındayken öldü.

Tom died at the age of 97.

Tom 97 yaşında öldü.

Tom lived to be 97 years old.

Tom 97 yaşına kadar yaşadı.

The remaining 97% continues to smash into the wall,

Kalan %97, steroid almış bir tür çılgın enerji tavşanı gibi

He was the mayor of Istanbul from 1994 to ‘97.

1994’ten 1997’ye kadar İstanbul’un belediye başkanıydı.

About 97 percent of Earth's water is in the ocean.

Dünyadaki suyun yaklaşık yüzde 97'si okyanuslardadır.

And then you'd find another way, "Oh! 97 plus 3. Wonderful!"

ve sonra başka bir yol bulacaktın: "Ah! 97 artı 3, olağanüstü!"

My grandpa blew out all 97 candles on his birthday cake.

Dedem doğum günü pastası üzerindeki 97 tane mumu üfledi.

The ocean contains about 97% of all the water on Earth.

Okyanuslar yeryüzündeki tüm suyun yaklaşık % 97'sini içerirler.

Yes, we are 97 percent less likely to be killed by a bolt of lightning.

Evet, bir yıldırım çarpması sonucu can kaybı riski de %97 daha az.

- How do you say "ninety-seven" in various languages?
- How do you say 97 in various languages?

- Çeşitli dillerde 97'yi nasıl söylersin?
- Çeşitli dillerde "doksan yedi"'yi nasıl söylersin?

Around half of middle-school students in Japan have mobile phones, but if you look at those in high school then 97% have them.

Japonya'da ortaokul öğrencilerinin yaklaşık yarısında cep telefonu var ama lise öğrencilerine bakarsanız bu oran yüzde 97'ye çıkıyor.