Translation of "Woonde" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Woonde" in a sentence and their turkish translations:

Ik woonde alleen.

Ben yalnız yaşıyordum.

Ik woonde in Bydgoszcz.

- Ben Bydgoszcz'de yaşardım.
- Ben Bidigoşç'ta yaşadım.

Bin woonde in Singapore.

Bin Singapurda yaşadı.

Tom woonde in Australië.

Tom Avustralya'da yaşadı.

Ik woonde in Boston.

Boston'da yaşadım.

Ik woonde in Qatar.

- Katar'da yaşıyordum.
- Ben Katar'da yaşıyordum.

Ik woonde in Teheran.

Tahran'da yaşadım.

Ik woonde in Rome.

Ben Roma'da yaşadım.

Ik woonde in Mongolië.

Moğolistan'da yaşıyordum.

Hij woonde daar helemaal alleen.

O, orada yalnız yaşadı.

Mijn oma woonde bij ons.

Büyükannem bizimle yaşadı..

Hij woonde naast zijn oom.

O amcasına bitişik yaşadı.

Ik woonde nabij een park.

Bir parka yakın yaşardım.

Ik woonde vroeger in Kobe.

Daha önce Kobe'de yaşadım.

Toentertijd woonde ik in Moskou.

Şu anda Moskova'da yaşıyorum.

Ik woonde vroeger in Bydgoszcz.

Ben Bydgoszcz'de yaşardım.

Ik woonde vroeger in Australië.

Avustralya'da yaşardım.

Ik woonde zijn begrafenis bij.

Ben onun cenaze törenine katıldım.

Tom woonde vroeger in Boston.

Tom Boston'da yaşardı.

Tom woonde naast zijn oom.

Tom amcasının yanında yaşadı.

- Ik dacht dat je in Boston woonde.
- Ik dacht dat u in Boston woonde.

Senin Boston'da yaşadığını düşündüm.

Mijn familie woonde in een hut.

Ailem bir kulübede yaşıyordu.

- Woonden jullie hier?
- Woonde u hier?

Burada yaşadın mı?

Hoe lang woonde je in Kobe?

Kobe'de ne kadar zaman yaşadın?

Ik woonde vorig jaar in Sanda.

Geçen yıl Sanda City'de yaşadım.

Ik woonde twee maanden in Vancouver.

Ben iki ay boyunca Vancouver'da yaşadım.

Ik woonde drie jaar in Sasayama.

Ben üç yıl boyunca Sasayama'da yaşadım.

Ik woonde tot 2013 in Boston.

2013'e kadar Boston'da yaşadım.

- Ik had een neef die in Boston woonde.
- Ik had een nicht die in Boston woonde.

Boston'da yaşayan bir kuzenim vardı.

Ik woonde tot mijn zesde in Osaka.

Altı yaşına kadar Osaka'da yaşadım.

Bell woonde vroeger in Londen, of niet?

Bell Londra'da yaşardı, değil mi?

Ik woonde twee jaar geleden in Sasayama.

İki yıl önce Sasayama'da yaşadım.

Vorig jaar woonde ik in New York.

Geçen yıl New York'ta yaşadım.

Ik woonde drie jaar geleden in Japan.

Ben üç yıl önce Japonya'da yaşadım.

- Waar woonde je?
- Waar heb je gewoond?

Nerede yaşadın?

Ik dacht dat Tom in Boston woonde.

Tom'un Boston'da yaşadığını düşünüyordum.

Vorig jaar woonde ik niet in Boston.

Geçen yıl Boston'da yaşamıyordum.

- Tom heeft daar gewoond.
- Tom woonde daar.

Tom orada yaşadı.

Ik wist niet dat Tom hier woonde.

Tom'un burada yaşadığını bilmiyordum.

Waarom woonde je in Kyoto vorig jaar?

Geçen yıl niçin Kyoto'da yaşadın?

Hij vroeg me waar mijn oom woonde.

O bana amcamın nerede yaşadığı sordu.

Ik woonde een paar jaar in Australië.

- Birkaç yıl için Avustralya'da yaşadım.
- Birkaç yıl boyunca Avustralya'da yaşadım.

Ik woonde in een buitenwijk van Boston.

Boston'un kenar mahallelerinde yaşadım.

Ik woonde drie jaar geleden in Boston.

Boston'da üç yıl önce yaşadım.

Tom woonde in Lyon tijdens de oorlog.

Tom, Lyon'daki savaş sırasında yaşıyordu.

Ik woonde drie jaar geleden in Australië.

Üç yıl önce Avustralya'da yaşıyordum.

Ik woonde tot vorig jaar in Australië.

Geçen yıla kadar Avustralya'da yaşadım.

- Ik was vergeten dat Tom vroeger in Boston woonde.
- Ik vergat dat Tom vroeger in Boston woonde.

Tom'un Boston'da yaşadığını unuttum.

Ik woonde een paar jaar geleden in Boston.

- Birkaç sene önce Boston'da yaşıyordum.
- Birkaç yıl önce Boston'da yaşıyordum.

Dit is het huis waar ze vroeger woonde.

Bu onun yaşadığı evdir.

Ik woonde meer dan drie jaar in Boston.

Boston'da üç yıldan daha fazla yaşadım.

Hij woonde in Engeland toen de oorlog uitbrak.

O, savaş başladığında İngiltere'de yaşıyordu.

Ik dacht dat jouw oom in Nyíregyháza woonde.

Ben amcanın Nyíregyháza'da yaşadığını sanıyordum.

Ik woonde vroeger in de buurt van Tom.

Tom'a yakın yaşardım.

Hij woonde in Londen toen de oorlog uitbrak.

Savaş başladığında Londra'da yaşıyordu.

Ik wist niet dat Tom in Boston woonde.

Tom'un Boston'da yaşadığını bilmiyordum.

Ik woonde tot drie jaar geleden in Boston.

Üç yıl öncesine kadar Boston'da yaşıyordum.

Ik huurde een appartement toen ik in Boston woonde.

Boston'da yaşadığımda bir daire kiraladım.

Ik woonde op een boerderij toen ik kind was.

Ben bir çocukken bir çiftlikte yaşıyordum.

Ik wou dat ik in een grote stad woonde.

Keşke büyük bir şehirde yaşasam.

Ik dacht dat Tom nog steeds in Boston woonde.

Tom'un hâlâ Boston'da yaşadığını düşündüm.

Ik heb gehoord dat Tom vroeger in Boston woonde.

Tom'un Boston'da yaşadığını duydum.

Hoe wist je dat ik vroeger in Boston woonde?

Eskiden Boston'da yaşadığımı nereden bildin?

Ik woonde in Boston voordat ik naar Chicago kwam.

Chicago'ya gelmeden önce Boston'da yaşıyordum.

Ik wist niet dat Tom nog in Boston woonde.

Tom'un hala Boston'da yaşadığını bilmiyordum.

- Ik dacht dat je in Boston woonde.
- Ik dacht dat u in Boston woonde.
- Ik dacht dat jullie in Boston woonden.

Ben senin Boston'da yaşadığını sanıyordum.

Ze woonde in Perth en ze was gek van skateboarden.

Perth'te yaşıyor ve kaykay yapmayı seviyordu.

Ik bezocht het museum vaak toen ik in Kyoto woonde.

Kyoto'da yaşadığım zamanlarda,müzeyi sıklıkla ziyaret ederim.

Tom woonde het grootste deel van zijn leven in Boston.

- Tom hayatının çoğunu Boston'da geçirdi.
- Tom hayatının çoğu boyunca Boston'da yaşadı.

Tom vroeg me waarom ik niet meer in Boston woonde.

Tom bana niçin artık Boston'da yaşamadığımı sordu.

Hoe ben je erachter gekomen dat je broer daar woonde?

Kardeşinin orada yaşadığını nasıl öğrendin?

Ik dacht dat je zei dat je vroeger in Boston woonde.

Eskiden Boston'da yaşadığını söylediğini düşündüm.

Ik dacht dat je zei dat Tom vroeger in Boston woonde.

Tom'un Boston'da yaşadığını söylediğini düşündüm.

Toen ik in Rome woonde, nam ik elke dag de metro.

Ben Roma'da yaşarken, her gün metroya bindim.

Toen ik in Amerika woonde, speelde ik golf met mijn vrienden.

Amerika'da yaşarken arkadaşlarımla golf oynadım.

- Waar heb je vorig jaar gewoond?
- Waar woonde je vorig jaar?

Geçen yıl nerede yaşadın?

Ik dacht dat je zei dat Tom niet meer in Boston woonde.

Tom'un artık Boston'da yaşamadığını söylediğini düşündüm.

Er was eens een oude koning die op een klein eiland woonde.

Bir zamanlar küçük bir adada yaşlı bir kral yaşardı.

- Ik wist niet dat je vroeger in Boston woonde.
- Ik wist niet dat u vroeger in Boston woonde.
- Ik wist niet dat jullie vroeger in Boston woonden.

Boston'da yaşadığını bilmiyordum.

Ik woonde een paar jaar geleden in Tokio, maar nu woon ik in Kyoto.

Ben birkaç yıl önce Tokyo'da yaşadım, ama şimdi Kyoto'da yaşıyorum.

Ik woonde een paar jaar geleden in Boston, maar nu woon ik in Chicago.

Birkaç yıl önce Boston'da yaşıyordum ama şimdi Chicago'da yaşıyorum.

Ik woon nu in Boston, maar ik woonde tot drie jaar geleden in Chicago.

Şimdi Boston'da yaşıyorum ama üç yıl öncesine kadar Chicago'da yaşadım.

- Ik wist niet dat Tom in Boston gewoond heeft.
- Ik wist niet dat Tom in Boston woonde.

Tom'un Boston'da yaşadığını bilmiyordum.

- Ik weet niet hoeveel jaar Tom in Boston woonde.
- Ik weet niet hoeveel jaar Tom in Boston heeft gewoond.

Tom'un Boston'da kaç yıl yaşadığını bilmiyorum.

- Ik wist niet dat Tom vroeger in Boston woonde.
- Ik wist niet dat Tom vroeger in Boston heeft gewoond.

Tom'un eskiden Boston'da yaşadığını bilmiyordum.

Toen Tom klein was, raakte hij geobsedeerd door een meisje dat bij hem aan de overkant van de straat woonde.

- Tom çocukken, onun karşısındaki caddede yaşayan kıza saplantılı oldu.
- Tom çocukken, sokağın karşı tarafında yaşayan kıza kafayı takmıştı.