Examples of using "Springen" in a sentence and their turkish translations:
Atlama!
Zıplayabilirim.
- Ne kadar yükseğe sıçrayabilirsin?
- Siz ne kadar yükseğe sıçrayabilirsiniz?
O ip atlıyor.
Atlamana izin vermeyeceğim.
Adamın atladığını gördüm.
Atlayacak mıyız? Yoksa inecek miyiz?
Dere üzerinden atlamaya cesaret edemedi.
Soğuk suya atlamak istemedim.
Atlamak istiyorsunuz! Bu uzun bir mesafe.
Üstelik ağaçlar arasında 150 metreye kadar süzülebiliyor.
Niçin atlıyorsun?
Köpek atlıyor.
Pekâlâ, bunun için hazırlanalım. Atlamak için hazır olun.
Hareket eden bir trenden atlamak tehlikelidir.
Tom bir köprüden atlayarak intihar etti.
Beni bıraktı ve bölmeden çıkmaya çalıştı.
- Duvarın üstünden atlayacaktım.
- Duvarın üzerinden atlamak üzereydim.