Translation of "Sokken" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Sokken" in a sentence and their turkish translations:

De sokken stinken.

Çorap kötü kokuyor.

Mijn sokken ontbreken.

Benim çoraplarım burada değil.

Tom kocht sokken.

Tom çorap aldı.

- Je draagt jouw sokken binnenstebuiten.
- U draagt uw sokken binnenstebuiten.
- Jullie draagt jullie sokken binnenstebuiten.

Çoraplarını ters giyiyorsun.

Doe je sokken uit.

Çoraplarınızı çıkartın.

Tom droeg geen sokken.

Tom çorap giymiyordu.

Haar sokken zijn grijs.

Onun çorapları gridir.

Zijn sokken zijn paars.

Onun çorapları mor.

Ze trok sokken aan.

Çorap giydi.

Tom draagt geen sokken.

Tom çorap giymiyor.

Ik draag geen sokken.

Çorap giymiyorum.

Zijn sokken zijn grijs.

Onun çorapları gridir.

Ik was mijn sokken.

Ben çoraplarımı yıkıyorum.

Tom draagt witte sokken.

Tom beyaz çorap giyiyor.

Wiens sokken zijn dit?

Bunlar kimin çorapları?

Toms sokken zijn vies.

Tom'un çorapları kirli.

Mijn sokken zijn vies.

Benim çoraplarım kirli.

Waar zijn mijn sokken?

Çoraplarım nerede?

Tom droeg witte sokken.

- Tom beyaz çorap giyiyordu.
- Tom'un ayağında beyaz çorap vardı.

Doe je sokken aan.

Çorabını giy.

Waar zijn jouw sokken?

Çorapların nerede?

Mijn sokken zijn nat.

Çoraplarım ıslak.

- Waar heb je jouw sokken uitgedaan?
- Waar heeft u uw sokken uitgedaan?

Çoraplarını nerede çıkardın?

Zijn mijn sokken al droog?

Benim çoraplar zaten kuru mu?

Ze kocht twee paar sokken.

O, iki çift çorap aldı.

Ik moet mijn sokken uitdoen.

Çoraplarımı çıkarmak zorundayım.

Hij draagt sokken en schoenen.

O, çorap ve ayakkabı giyer.

Tom deed warme sokken aan.

Tom bazı sıcak tutan çoraplar giydi.

Tom deed zijn sokken uit.

Tom çoraplarını çıkardı.

Tom doet zijn sokken aan.

Tom çoraplarını giydi.

Deze sokken zijn een koopje.

Bu çoraplar sudan ucuz.

Mijn sokken zijn hier niet.

Benim çoraplarım burada değil.

Ik draag nooit witte sokken.

Ben asla beyaz çorap giymem.

Ik heb nieuwe sokken nodig.

Yeni çoraplara ihtiyacım var.

Doe eerst je sokken aan!

Önce çoraplarını giy!

Maria deed haar sokken uit.

Mary çoraplarını çıkardı.

Hij had zijn sokken binnenstebuiten aan.

O, çoraplarını ters giydi.

De sokken en gympen zijn nieuw.

Çorap ve ayakkabılar yeni.

Mijn sokken zijn nog steeds vochtig.

Çoraplarım hâlâ nemli.

Tom had zijn sokken binnenstebuiten aan.

Tom çoraplarını tersyüz giymişti.

Doe deze sokken in de wasmachine.

Bu çorapları çamaşır makinesine koy.

Tom deed zijn natte sokken uit.

Tom ıslak çoraplarını çıkardı.

Zij deed haar natte sokken uit.

O, ıslak çoraplarını çıkardı.

Jouw sokken passen niet bij elkaar.

Çorapların eşleşmiyor.

"Kan ik jouw sokken lenen?" "Nee."

"Çoraplarını ödünç alabilir miyim?" "Hayır."

Hij deed zijn natte sokken uit.

O, ıslak çoraplarını çıkardı.

Deze sokken passen niet bij elkaar.

- Bu çoraplar eşleşmiyor.
- Bu çoraplar farklı.

De sokken zijn in de aanbieding.

- Çoraplar indirimde.
- Çoraplar ucuzlukta.

Tom kon zijn sokken niet aandoen.

Tom çoraplarını giyemedi.

Tom kon zijn sokken niet uitdoen.

Tom çoraplarını çıkaramadı.

Tom en Maria dragen geen sokken.

Tom ve Mary çorap giymiyorlar.

Pak een extra paar sokken in.

Fazladan bir çift çorap al.

Tom deed zijn schoenen en sokken uit.

Tom, ayakkabılarını ve çoraplarını çıkardı.

Ik heb sokken, maar ik heb geen schoenen.

Çoraplarım var ama ayakkabılarım yok.

Ik hou er niet van schoenen zonder sokken te dragen.

Ayakkabıyı çorap olmadan giymek hoşuma gidiyor.

Tom trok zijn schoenen en sokken uit en rolde zijn broekspijpen op.

Tom ayakkabılarını ve çoraplarını çıkardı ve pantolon paçalarını sıvadı.

Tom rolde zijn broekspijpen op, zodat men zijn knalrode sokken kon zien.

Tom pantolonunun paçalarını sıvadı böylece insanlar onun parlak kırmızı çoraplarını görebildi.