Translation of "Kocht" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Kocht" in a sentence and their turkish translations:

Hij kocht bloemen.

Çiçekler satın aldı.

Tom kocht bloemen.

Tom çiçekler aldı.

Ik kocht bloemen.

Çiçekler aldım.

Tom kocht sokken.

Tom çorap aldı.

Hij kocht een hoed.

O bir şapka aldı.

Ik kocht een boek.

Ben bir kitap satın aldım.

Ik kocht veel boeken.

Çok kitap satın aldım.

Ik kocht negen bloemen.

Dokuz çiçek aldım.

Hij kocht een krant.

O bir gazete aldı.

Tom kocht een drone.

Tom bir drone aldı.

Tom kocht een hoed.

Tom bir şapka aldı.

Tom kocht wat brood.

Tom biraz ekmek aldı.

Ik kocht 24 potloden.

İki düzine kalem satın aldım.

Tom kocht een tafel.

Tom bir masa satın aldı.

Ik kocht drie potloden.

Üç kalem aldım.

Ik kocht een woordenboek.

Bir sözlük aldım.

- Tom kocht Mary een mooi cadeau.
- Tom kocht Mary een mooi cadeautje.

Tom Mary'ye güzel bir hediye aldı.

- Tom kocht van Maria een camera.
- Tom kocht van Maria een fototoestel.

Tom Mary'den bir kamera satın aldı.

Meg kocht een blik tomaten.

Meg bir kutu domates satın aldı.

Moeder kocht twee flessen sinaasappelsap.

Anne iki şişe portakal suyu aldı.

Ze kocht twee paar sokken.

O, iki çift çorap aldı.

Hij kocht haar een hond.

O, ona bir köpek satın aldı.

Hij kocht een dozijn eieren.

O bir düzine yumurta aldı.

Ik kocht een paar laarzen.

Bir çift bot aldım.

Ik kocht deze trui gisteren.

Bu kazağı dün satın aldım.

Hij kocht een Wii U.

O bir Wii U aldı.

Ik kocht een wollen trui.

Ben bir yün kazak satın aldım.

Ze kocht een dozijn eieren.

O, bir düzine yumurta satın aldı.

Zij kocht ook het woordenboek.

- O da sözlük aldı.
- O da sözlük satın aldı.

Ik kocht een T-shirt.

Bir tişört satın aldım.

Ik kocht een nieuwe auto.

Ben yeni bir araba aldım.

Ik kocht een antieke lamp.

Çok eski bir fener satın aldım.

Ik kocht dat vorig jaar.

Ben onu geçen yıl satın aldım.

Zij kocht ook dat woordenboek.

O, o sözlüğü de satın aldı.

Tom kocht Maria een kerstcadeau.

Tom, Mary'ye bir noel hediyesi aldı.

Tom kocht drie dozijn eieren.

Tom üç düzine yumurta aldı.

Hij kocht mij een woordenboek.

Tom bana bir sözlük aldı.

Ik kocht een elektrische fiets.

Elektrikli bir bisiklet aldım.

Ik kocht een nieuwe telefoon.

Ben yeni bir telefon satın aldım.

Tom kocht ook een woordenboek.

Tom da bir sözlük aldı.

Tom kocht Maria een woordenboek.

Tom Mary'ye bir sözlük aldı.

- Tom kocht een cadeautje voor zijn zoon.
- Tom kocht een cadeau voor zijn zoon.

Tom oğlu için bir hediye aldı.

- Tom kocht een cadeautje voor zijn dochter.
- Tom kocht een cadeau voor zijn dochter.

Tom kızı için bir hediye aldı.

Ik kocht dus een Minecraft server

Bir Minecraft sunucusu aldım.

Wat ze kocht was heel duur.

Aldığı çok pahalıydı.

Ik kocht ze elk een cadeau.

Onların her birine bir hediye aldım.

Hij kocht een nieuw paar handschoenen.

O yeni bir çift eldiven aldı.

Wat kocht ze in die winkel?

O, o dükkânda ne satın aldı?

Hij kocht veel bloem en olie.

O, çok miktarda un ve yağ satın aldı.

Tom kocht een cadeautje voor Mary.

Tom Mary için bir hediye aldı.

Tom kocht een Japans-Chinees woordenboek.

Tom bir Japonca-Çince sözlük satın aldı.

Ik kocht een klok voor haar.

Ona bir saat aldım.

Mijn moeder kocht twee flessen sinaasappelsap.

Annem iki şişe portakal suyu aldı.

Waarom kocht je zo'n duur woordenboek?

Neden bu kadar pahalı bir sözlük aldın?

Tom kocht een Chinees-Japans woordenboek.

Tom bir Çince-Japonca sözlüğü aldı.

Tom kocht een huis in Boston.

Tom Boston'da bir ev aldı.

Tom kocht drie flessen rode wijn.

Tom üç şişe kırmızı şarap aldı.

Mijn vriend kocht een gele auto.

- Arkadaşım sarı bir araba aldı.
- Arkadaşım sarı bir araba satın aldı.

Waarom kocht je dat duur woordenboek?

Neden bu pahalı sözlüğü aldın?

Tom kocht zichzelf een nieuwe sportauto.

Tom kendine yeni bir spor araba aldı.

Mary kocht een microscoop voor zichzelf.

Mary kendine bir mikroskop satın aldı.

Waarom kocht Tom een nieuwe auto?

Tom neden yeni bir araba aldı?

Mijn mama kocht twee flessen appelsap.

Annem iki şişe elma suyu satın aldı.

Ze kocht een erg dure muis.

O çok pahalı bir fare satın aldı.

Tom kocht Maria een mooi kerstcadeau.

Tom, Mary'ye hoş bir Noel hediyesi aldı.

Tom kocht een sjaal voor Maria.

Tom, Mary için bir eşarp satın aldı.

Tom kocht zijn dochter een jurk.

Tom kızına bir elbise satın aldı.

Wat kocht Tom Maria voor Kerstmis?

Tom Noel için Mary'ye ne satın aldı?

Tom kocht een paar nieuwe kleren.

Tom bazı yeni kıyafetler aldı.

Maria kocht boter, brood en kaas.

Mary tereyağı, ekmek ve peynir satın aldı.

Tom kocht een woordenboek voor Maria.

Tom Mary'ye bir sözlük aldı.

Ik kocht een trui voor Tom

Tom’a bir kazak satın aldım.

Ik kocht een broodje en thee.

Simit ve çay aldım.

Zij kocht een haarborstel en een tandenborstel.

O bir saç fırçası ve bir diş fırçası aldı.

Ik kocht het voor ongeveer twaalf dollar.

Onu yaklaşık 12 dolara satın aldım.

Ze kocht een woordenboek voor haar zuster.

Kız kardeşi için bir sözlük aldı.

Hij kocht een klein huis in Kyoto.

Kyoto'da küçük bir ev satın aldı.

Moeder kocht een prachtige pop voor haar.

Annem onun için güzel bir bebek aldı.

Tom kocht een auto met zijn spaargeld.

Tom birikimlerini kullanarak bir araba aldı.

Ik kocht een fototoestel voor dertig dollar.

30 dolara bir kamera satın aldım.

Ik kocht een mooi horloge voor mezelf.

Kendime güzel bir saat aldım.

Onze buurman kocht zich een schattig paard.

Komşumuz kendini büyüleyici bir at satın aldı.

Tom kocht een nieuwe tandenborstel voor zichzelf.

Tom kendine yeni bir diş fırçası aldı.

Karen kocht veel dingen op de rommelmarkt.

Karen bitpazarında birçok şey aldı.

Mama kocht een mooie pop voor mij.

Annem benim için güzel bir bebek aldı.

Mary kocht een rok en een blouse.

Mary bir etek ve bir bluz satın aldı.

Ze kocht een boek in de winkel.

Dükkânda bir kitap satın aldı.

Tom kocht een fototoestel voor 500 dollar.

Tom, 500 dolara bir kamera satın aldı.

Tom kocht voor Mary een mooi fototoestel.

Tom Mary'ye güzel bir kamera aldı.

Tom kocht een cadeau voor zijn dochter.

Tom kızı için bir armağan satın aldı.