Examples of using "Produceren" in a sentence and their turkish translations:
Onu biz üretiyoruz.
Günlük alışkanlıklarımız üretiyor.
bu çiftlikler, en büyük tesislerde
Birçok genç, bu cihazların su buharı ürettiğini
Ama tek bir tanesi bir milyon incir üretebilir.
Güneş ışığı olmayınca yosunlar oksijen üretmeyi bırakıyor.
Tropik yağmur ormanları oksijen üretir karbondioksit tüketir.
Artık yemek üretmek için güneşten faydalanamıyorlar.
Huzurları bozulunca kimyasal reaksiyon aracılığıyla ışık üretiyorlar.
Genellikle 20 dönümden az alanlarda işleyen düşük gelirli ülkelerde
Ütü ısınırken Mary buhar yapmak için hazneye damıtılmış su döktü.