Examples of using "Ontstaan" in a sentence and their turkish translations:
Karmaşık yaşamın ortaya çıkışı.
Her şey bununla başladı.
Bu yanlış anlama nasıl ortaya çıktı?
Bu gelenek Çin'de ortaya çıkmıştır.
Özellikle de beynimizin duyguları nasıl oluşturduğunu anlamaya.
- Bu sorun, karşılıklı yanlış anlamadan ortaya çıktı.
- Bu problem karşılıklı yanlış anlamadan doğdu.
öncelikle galaksimizin bu hale nasıl geldiğini anlamalıyız.
Malezya 1957'de oluştu.
Ama artık biliyoruz ki bu, milyarlarca tek hücreli canlının eseri.
Dünyanın ne zaman oluştuğunu tam olarak söylemek mümkün değil.
O, cazın Amerika'daki doğuşunu araştırıyor.
Biz "Türlerin Kökeni" ile Darwin'in adını bağdaştırırız.
Çakışma olabilir.
Organların satışı yasal hale getirilirse potansiyel sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
Çevredeki değişiklikler yeni türlerin ortaya çıkmasına yol açtı.
Şimdi sana söylediğim şeylerin çoğu o dönemde, hapishanedeki tecrit sırasında doğdu.
Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve özerk bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.