Examples of using "Juiste" in a sentence and their turkish translations:
Geçen zamana göre uygun boyuttaydı.
Doğru kararı doğru zamanda verdi.
Doğru şeyi yapıyor muyum?
- Doğru kelimeyi seç!
- Doğru sözü seçin!
Sen iyi bir karar verdin.
Doğru cevap nedir?
Hangisi doğru dosya?
Sen doğru olanı yaptın.
"Okonatta" doğru kelimedir.
Yapacak doğru şey bu.
Lütfen doğru cevabı daire içine alın.
Biz doğru zaman için bekliyoruz.
Doğru yönde mi gidiyorum?
Doğru yolda mıyız?
Kimse doğru cevabı veremedi.
Doğru anı bekliyordum.
O anda, doğru karar gibiydi.
Yapılacak doğru şey bu.
Bu Tokyo için doğru tren mi?
Tom sonunda doğru kararı verdi.
Tom yalnızca doğru şeyi yapmaya çalışıyordu.
Dosyalar doğru sırada.
Hatta bunu biraz daha açalım,
Fakat doğru hedefi seçmek tecrübe gerektirir.
Umarım doğru şeyi yapmışızdır.
Herhangi bir adım değil, doğru adımı atmamızı sağlıyor.
Ama ne yazık ki, bu o kadar da doğru bir tepki değil.
Her pozisyon için doğru kişiyi bulmak zorundayız.
Tom'un iş için doğru araçları yoktu.
sonra umarım kasıtlı bir paylaşımda da bulunabiliriz.
Bu muhtemelen yapılacak doğru şey olmaz.
Doğru koşullar göz önüne alındığında, kompost solucanları olağanüstü bir hızla üretebilir.
En sonunda hastaneye götürülüp doğru panzehir verilince,
fakat işe doğru şeye odaklanarak başlamamız lazım.
Doğru şeyi yapmak her zaman o kadar kolay değildir.
Bu karar sizin. Hangi yön bulma metodu bizi doğru tarafa yönlendirecek?
Ben teşekkürlerimi ifade etmek için doğru kelimeleri düşünemiyorum.
Fakat hakikaten, hiç kimsenin doğru projeksiyonu olmadığı gerçeği değişmedi.
Sanırım Tom iş için doğru adam değil.
Siz doğru yoldasınız.
Bu el arabasını ve güzergâhı kullanırsak doğru yolda ilerlememizi sağlayacaklardır.
Mary arkadaş canlısı gözükmez ancak iyi kalplidir.