Examples of using "Maakte" in a sentence and their turkish translations:
Tom bir U dönüşü yaptı.
O kahvaltı hazırladı.
O, kahvaltı hazırladı.
Mary kahvaltı hazırladı.
Tom kahvaltı hazırlıyordu.
Kahvaltı hazırladım.
- Tom karşı çıktı.
- Tom itiraz etti.
Tom patates kızartması yapıyordu.
Bir sürü aptalca hatalar yaptım.
Farklılık yaratan şey neydi?
Seni uyandırdım.
Onu mutlu ettim.
Şaka yapıyordum.
Onu mutlu etti.
Ben bir yazım hatası yaptım.
Tom, Mary'yi korkuttu.
Tom ödevini yaptı.
John'ı mutlu ettim.
Bir şey fark etmedi.
O onu zengin yaptı.
Tom, Mary'yi korkuttu.
Tom, Mary'yi mutlu etti.
Tom bir kum kale yaptı.
Takla attım.
ve bu onları mutlu etti.
Sen iyi bir karar verdin.
- Yanıt beni irite etti.
- Yanıt beni öfkelendirdi.
Haber onu mutlu etti.
Ben benim ayakkabı bağlarını gevşettim.
O evlenme niyetini açıkça ortaya koydu.
Tom kötü bir izlenim bıraktı.
Annem bizim için öğle yemeği yaptı.
Beni oldukça meraklandırdın.
Ben sadece oyalanıyordum.
Tom beni etkiledi.
Dün bir anfi yaptım.
O, evi temizledi.
Evi temizledim.
Uçak zorunlu iniş yaptı.
Çok fazla aptalca hata yaptım.
Bu cevap onu kızdırdı.
O aynı hatayı tekrar yaptı.
Tom yatağını düzeltti.
Tom yasadışı bir u dönüşü yaptı.
Seni ne uyandırdı?
Ben senin dalga geçtiğini düşündüm.
U dönüşü yaptım.
Ben kocaman bir hata yaptım.
Ama bir dizi hata yaptı.
Ama o noktada bir sürü hata yapıyordum.
O, benim için oyuncak bebek yaptı.
Onu yüzüne gözüne bulaştırdın.
Onu ağlattım.
Bana balık pişirdi.
Tom birkaç gramer hatası yaptı.
O ona yeni bir manto yaptı.
Onun yalanı konuları karıştırdı.
Kendime bir fincan sıcak çikolata yaptım.
Onun hakkında endişeliyim.
John sürekli hatalar yapıyordu.
Daha önceki gibi aynı hatayı yaptı.
O ona bir kitaplık yaptı.
Tom, Mary'yi ağlattı.
Tom, Mary'ye hain dedi.
Alerjik reaksiyon onu sinirlendirdi.
Tom da endişeli değildi.
Tom biraz endişeli değildi.
Sonra... Sahte evrak hazırlayan bir serviste çalışıyordum,
Facebook, bu konuda tarihin yanlış tarafındaydın.
- Kral gücünü kötüye kullandı.
- Kral otoritesini kötüye kullandı.
- Kral, iktidarını abuze etti.
Gemi su yükledi ve neredeyse alabora oluyordu.
Tren grevi beni hiç rahatsız etmedi.
Hiçbir şey söylemedi, bu durum onu kızdırdı.
Tom fazla mesai yaptı.
Kate ödevini mutfakta yaptı.
Büyükannem bana yeni bir elbise yaptı.
Babam bana lezzetli bir öğle yemeği yaptı.
Onun espri yaptığını düşündüm.
Endişeliydim.
O, havluyu suyla ıslattı.
Kurabiyeler yaptım.
O spagetti yaptı.
Tom spagetti yaptı.
O spagetti yaptı.
Mary spagetti yaptı.
Tom mümkün olduğunca rahatına baktı.
George'un kız kardeşi benim için biraz sandviç hazırladı.