Examples of using "Gelezen" in a sentence and their turkish translations:
- Hepsini okudunuz mu?
- Her şeyi okudun mu?
İlanı okudun mu?
Bunu okumuş muydun?
Onun hepsini okudun mu?
Dün gece bir kitap okudum.
- Ben kitabı okudum.
- Kitabı okudum.
- Bu kitapların her ikisini de okudum.
- Her iki kitabı da okudum.
Raporu okudum.
Bu makaleyi okudun mu?
- Marika, Kur'an okudu mu?
- Marika Kuran'ı okumuş mu?
Yanlış okudum.
Emily bu kitabı okudu.
Birkaç kitap okudum.
Ben bir sürü kitap okudum.
Tom'un kitabını okudun mu?
Bu sabahtan beri üç kitap okudum.
kitaplar yavaş yavaş okunmak içindir,
O, kitabı okumadı.
Onun bütün romanlarını okudum.
- O romanı zaten okudum.
- O romanı daha önce okudum.
- Ben kitabı zaten okudum.
- Bu kitabı zaten okumuştum.
Tom bir sürü Fransızca kitaplar okudu.
O, dün bir bir kitap okumadı.
Ben kitabı zaten okudum.
Hikayeyi okumadım.
Henüz onu okumadım.
Tüm kitabı okudum.
Bütün makaleyi okudun mu?
Jane daha önce Kar Ülkesi'ni okudu.
- Bu kitabı daha önce okudun mu?
- Daha önce bu kitabı okudun mu?
Bugünkü gazeteyi okumuş muydun?
Ben henüz bu kitapların hepsini okumadım.
Bu kitabı önceden okumuş olabilirsin.
Onu aileme okurum.
Bu kitapların hepsini okumadım.
Bu kitabı şimdiye kadar hiç okumadım.
Onun romanlarının hepsini okumadım.
Onun romanlarının hepsini okumadım.
Bugünkü gazeteyi okudun mu?
Arapça sağdan sola doğru okunur.
Kamal henüz kitabı okumadı.
- O kitabı birkaç kez okudum.
- Bu kitabı birkaç kez okudum.
O bütün gece kitap okudu.
O kitabı birkaç kez okudum.
Bu kitaplardan bazılarını okudum.
- Kitabını okudum.
- Kitabını okuyorum.
- Kitabını okurum.
- Senin kitabını okudum.
Hiç Çin şiiri okudun mu?
Sadece ilk üç bölümü okudum.
Bu kitabı okuduğumu hatırlıyorum.
O, bütün gece kitap okudu.
Tom, güneş sistemi hakkında bir makale okudu.
Kitabı baştan sona okudum.
Oğlum o raftaki her kitabı okudu.
Dün kitabı sayfa seksene kadar okudum.
- Bir mektup okuyorum.
- Bir mektup okudum.
Bunun hakkında okuduğumu hatırlıyorum.
Onun okuduğunun iki katı kadar kitap okudum.
- Ben henüz bugünkü gazeteyi okumadım.
- Bugünkü gazeteyi henüz okumadım.
Bugünkü gazetedeki başyazıyı okudun mu?
O, bu mektubu okuyan tek kişi.
Bir gün içinde bütün kitabı okudum.
Time'da Asya hakkındaki makaleyi okudunmu?
- Fadıl, Kur'an'ı okudu.
- Fadıl, Kuran'ı okudu.
- Fazıl Kuran okudu.
ya da Hristiyan teolojisinde bununla ilgili okumalar yapmışlardı.
Gerçek kitabı henüz okumamış olmamdır.
O şimdiye kadar okuduğum en iyi kitap.
Okuduktan sonra kitabı bana geri ver.
Bu, okuduğum en kötü kitap.
O hikayeyi bir kitapta okudum.
Fransızca bir roman hiç okumadım.
Hiç Fransızca bir kitap okudun mu?
Bu şimdiye kadar okuduğum en ilginç kitap.
Bu kitap okumaya değmez.
ve hikâyemin başka biri tarafından okunduğu ve duyulduğu dünyalar,
O içeri geldiğinde, o iki saat boyunca kitap okuyordu.
Onun romanını okumadım, ve benim erkek kardeşim de okumadı.
Yirmi öğrenciden sadece biri kitabı okudu.
Onu Facebook'ta okudum.
Bu kitapların hepsinin her birini birkaç kez okudum.
Bana, okuduğun o kitaptan söz etmeyi unuttun.
O kadar iyi bir kitap ki onu üç kez okudum.
ve sanırım gençken çok fazla Jules Verne okumuşum,
Tom'un birçok dini kitabı var ama o onları hiç okumaz.
- Kuran'ı okudum.
- Kuran okudum.
O şiiri sadece bir kez okudu. Onu ezbere bilemez.