Translation of "‫صنع" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "‫صنع" in a sentence and their turkish translations:

صنع ثورة

bir devrim yaptı

ماذا صنع توم؟

Tom ne yaptı?

تستطيع صنع برامج أكبر.

bu kadar büyük programlar yapabilirsiniz.

صنع لي أبي رفًّا.

Babam benim için bir raf yaptı.

توصلنا إلى كيفية صنع الأنسولين.

İnsülin üretmeyi öğrendik.

كنا نحاول صنع 6 نجوم

6 yıldız yapmaya çalışıyorduk

ويمكن صنع فيلم جيد حقا

ve gerçekten çok iyi bir film yapılabilir

صنع جهاز كمبيوتر يسمى Macintosh

Macintosh adında bir bilgisayar yaptı

من صنع رجل الثلج ذاك؟

- Kardan adamı kim yaptı.
- Kardanadamı kim yaptı.

إنه ذكي في صنع الأعذار

- Bahane uydurmada zekidir.
- Mazeret bulmada zekidir.

هوايتي هي صنع مجسمات للطائرات.

Benim hobim model uçak yapmaktır.

صنع لي بِل فستانًا جميلًا.

Bill bana güzel bir elbise yaptı.

هذا التلفاز ’ صنع في كوريا

Bu TV, Kore'de yapıldı.

صنع سامي لنفسه اسما مستعارا.

Sami bir takma ad yarattı.

‫انظر، يمكننا صنع شعلة من هذا.‬

Bakın, meşaleyi bundan yapabiliriz.

يتم صنع فيلم من الأساطير الأيرلندية

İrlanda mitolojisinden bir film yapılıyor

من صنع عجائب الذرة هذه ولماذا؟

bu mısır pramitlerini kim yaptı niye yaptı

لإلهامنا صنع شيء أكبر من أنفسنا،

sağlayacak kendimizden daha büyük bir şey yaratmak için

سامي هو من صنع هذا الفيديو.

- Sami bu videoyu oluşturdu.
- Sami bu videoyu yarattı.

أو صنع سيارات بمليون دولار أو مليونين.

veya bir iki milyon dolarlık arabalar yapmak yerine

إن أردت صنع تغييرات إيجابية في حياتك،

Yaşamınızda olumlu bir değişiklik istiyorsanız

غالبًا ما نندفع لإعادة صنع هذه الأماكن،

Çoğu kez, acılarını dindirebileceğimizi düşünerek

هاه صنع الرجال أيضا جمال مثل هذا

ha adamlar şöyle bir güzellik de yapmış

بالطبع هناك تنبؤات قمنا بها في صنع الإعتزاز

tabi pramit'in yapımında bizimde yürüttüğümüz tahminler var

صنع Apple-2 ، أول جهاز كمبيوتر شخصي خلفه

Arkasından ilk kişisel bilgisayar olan Apple-2'yi yaptı

من صنع رسومات لعارضات أزياء من كاتلوج والدتي سيرز...

Annemin Sears kataloğundaki modellerin çizimlerini yapmaktan tutun da

كانت رغبة ستيف جوبز في صنع جهاز كمبيوتر شخصي

Steve Jobs'ın isteği kişisel bir bilgisayar yapmaktı

فقط صنع المسجد هنا دون الإضرار بالقيم الإسلامية التي أريدها

sadece istediğim İslami değerlere zarar verilmeden buranın cami yapılması

علاوة على ذلك ، تم صنع هذه الهياكل وفقًا لموقع النجم سيريوس.

üstelik bu yapılar Sirius yıldızının konumuna göre yapılmış

قال أنه يستطيع صنع الجسور والبنادق والسفن والتماثيل الرخامية والطينية للدوق.

Dük için köprüler, silahlar, gemiler, mermer ve kilden heykeller yapabileceğini söyledi

ومن أجل صنع مايلين قوي وصحي عقلك يحتاج إلى الكثير من فيتامينات B.

Daha sağlıklı myelin oluşturmak için beyniniz fazla B vitaminine ihtiyaç duyar.

رأى أن الجميع يدعوه الرجل الذي يبتسم ، وقد صنع فيلمًا باسم رجل الغرفة

baktı ki herkes ona gülen adam diyor, oda gülen adam isminde bir film çekti

كما يظهر هذا الفيديو التسويق الملحمي ، Titleist يستثمر الكثير في صنع كرات الغولف.

Bu epik pazarlama videosunun gösterdiği gibi, Titleist golf toplarına çok yatırım yapıyor.

‫إنها ضعيفة جدًا لدرجة أنها لا تستطيع‬ ‫صنع تلك الألوان المنعشة كأي أخطبوط سليم‬

O kadar zayıf ki sağlıklı ahtapotlar gibi canlı renkler çıkaramıyor.

بدأ ليوناردو دا فينشي في صنع اللوحة الأكثر شهرة في العالم ، الموناليزا ، في نفس الفترة

Leonardo Da Vinci yine aynı dönem dünyanın en çok bilinen tablosu olan Mona Lisa'yı yapmaya başladı